Bugünkü eylemlerde taşınan pankartların birinde böyle yazıyordu.
Bu cümle aslında her şeyi anlatıyor. Fazlasına gerek dahi yok.
Ancak, hala anlamayanlar için yazmak gerekir.
Mesele ne rektör atamasıdır, ne üniversitedir, ne eğitimdir.
Mesele yeni bir Gezi Kalkışmasıdır.
Taksim parkında üç beş ağacı bahane ederek ortalığı ayağa kaldıranlar, ortada ne ağaç bıraktı, ne mağaza, ne cadde ve sokak.
Hatta üç-beş ağacın yaşaması için kalkışmaya yeltenenler ağaçlara duydukları saygıyı insan hayatına duymadılar. Polisler öldü, siviller öldü… Binlerce kişi yaralandı.
Bazıları düne kadar günlerdir Boğaziçi Üniversitesi önünde eylem yapanları öğrenci sanıyordu.
Ama rektörlüğü basmaya kalkışıp ta gözaltına alınınca her şey ortaya çıktı.
Aralarında kimler yok ki…
“Herkes var, bir öğrenciler yok” desem pek yanlış söylemiş olmam.
LGBT’liler, DHKPC’liler, bilumum sol örgüt militanları vs.
Alakaya çay demle…
Eeee, hani bu bir öğrenci eylemiydi.. ? Ne oldu…?
Senaryonun ikinci ve üçüncü bölümlerinde de görüldük ve bilindik manzaralar vardı.
Pencerelerden tencere, tava sesleri..
Sosyal medyadan köpürtülen yalanlar…
Malum muhalefet partilerinin çığırtkanlıkları…
Amaçları ne?
Amaçları huzuru bozmak, kargaşa çıkarmak, hükümetin başarılarına gölge düşürmek.
Ama beklentiye girmelerine gerek yok.
Türkiye bu filmi çok izledi.
Eylemlere katılanlardan başkasını kandırmaya güçleri yetmez.
Tabi, daha başka başka hedefleri de var, mesele bu kadar basit değil.
Bu eylemle, Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni yönetimine mesaj gönderiyorlar.
Bu eylemle, 2020’yi pozitif büyümeyle bitiren Türkiye’nin 2021 yılı atılımlarına engel olmaya çalışıyorlar.
Bu eylemle eriyen muhalefeti ayakta tutmaya gayret ediyorlar.
Bu eylemle İstanbul ve Ankara’da başarısız olan CHP belediyelerini unutturmayı hedefliyorlar.
Hepsi bir yana.
Affedilmeyecek bir şey yaptılar.
Mukaddes değerlerimizi ayaklar altına aldılar.
Kâbe fotoğrafını ayaklar altına sererek, büyük bir provokasyonun kapısını aralamaya yeltendiler.
Şunları bilmeleri gerekiyor.
Öncelikle bu millet sağduyuludur provokasyona gelmez.
Provokasyonu iyi sezinleyecek bir İçişleri Bakanımız, ona asla müsaade etmeyecek bir hükümetimiz var.
Sonra….
Sonrasını yazıp şahsen farklı bir provokasyona alet olmak istemem.
Ancak, söz konusu mukaddesatımız olunca.
O içinde akıl olup olmadığından şüphelerim bulunan beyinlerine şunu sokmalarında kendileri için fayda mülahaza ediyorum.
Bu millet gerektiğinde demokratik yollarla size haddinizi bildirmeyi çok iyi bilir.
-
MESOB Başkanı Şevket Keskin’den Doğanşehir ziyareti
-
MALATYA KENT KONSEYİ “DİJİTAL FOTOĞRAFÇILIK” YENİ DÖNEM EĞİTİMLERİ DEVAM EDİYOR
-
Elif Sevinç Mertöz Ortaokulu Temel Atma Töreni Gerçekleştirildi
-
Malatya’nın Tarihi Değerleri Seramikle Hayat Buluyor
-
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ KASIM AYI II. BİRLEŞİMİ YAPILDI
-
“Malatya’nın geleceği için ticaretin normale dönmesi çok önemli”