Adı Aşk 4

Ethem abinin arabası yavaş yavaş Kuluncak’ın çarşısına girerken, kahvelerin önünde oturan köylüler arabaya doğru aheste aheste yürüyerek, gurbetten kimler gelmiş diye bakmaya geliyorlardı. Elimde valiz arabadan indiğimde, köylülerin hoşgeldinleriyle karşılanıp, gülen yüzlere sağolunlarla karşılık vermek insani hem duygulandırıyor hem de mutlu ediyordu. Pazar yerinin köprüsünü geçtiğimde köyün sığırları, Döllük tarafından gelmiş evlere dağılıyordu. Biraz ilerleyince bizim bir inek, bir dana bir de eşek eve doğru gidiyordu. Çocukluğumda olduğu gibi önüme katıp eve giderken, mezarlıkta anamla karşılaştım. Anam beni görünce hem şaşırdı hem mutlu oldu. O zamanlar telefon olmadığı için önceden haber verilmiyordu ya da mektup atılıyordu. Anam malın önüne gelmişti, komşunun bağına girmesinler diye. Eve varıp, malları ahıra sürmüştüm. Anam ineği sağarken bende gaz doldurup şişe lambayı yaktım. Anam geldiğinde, “geleceğini bilmiyordum, bilsem sana kömbe yapardım” dedi. Bende “anam daha buradayım yaparsın inşallah” dedim. Az sonra ağabeyim de işten gelmişti. Hoş beşten sonra sofra serildi, yoğurtlu köfte yapmış anacağızım, çok severdim. Sohbet ederek yerken, anam adımın babasının adı olduğu için bana babam derdi. “Baba çok durgunsun, bir sıkıntın mı var” deyince, “var anam var, hem de büyük sıkıntım var. Biliyorum yaşım daha ufak, önümde abim de var ama, sen hem anamız hem babamızsın, hısım akrabamız bize sahip çıkanımızda yok, bizi ne zorluklarla büyüttüğünü de biliyorum anam, canım anam. Ben sevdalandım, yerde gökte duramıyorum, bu derdime bir çare anam” dedim. “Ne yapmamı istiyorsun oğlum, kurbanım, Mustafa’m” dedi. Bende “ana abimi de al yanına yarin Darende’ye. Burhan emmi gelmiştir. Hep bu ayda geliyor, git bana Selvi’yi iste, yoksa ben bu dertten ölürüm anam” dedim. O da “Oğlum tamamda senin yaşın daha on altı, Selvi’nin yaşı on beş. Hem onlar zengin sen gurbettesin, evin barkın yok” dedi. “Olmasın anam ALLAH kerimdir. Hele siz bir gidin, ben gelirken utandım, gidemedim” dedim. Anam akşamdan hazırlanıp sabah erkenden abimi de yanına alıp Darende’ye doğru yola çıktılar. Bana da heyecanla beklemek kaldı. O günün akşamı abim eve geldi, heyecanla karşılayıp durumu sordum. Abim “merak etme durumlar iyi, bizi güzel karşıladılar. Burhan emmi gelmiş, Hollanda’dan iş arkadaşının oğlu motor kazası yapmış yarın Elbistan’a gidecek yengem ile birlikte. Selvi seni çağırdı, yarin erkenden gidiyorsun” dedi. Mutluluktan havalara uçuyordum. Abimin boynuna sarılıp kaç kez öptüm bilmiyordum. Gece o kadar uzundu ki hiç bitmeyecek sandım. Neyse ki her gecenin bir sabahı vardı, sabah erkenden kalkıp arabaya bindim, Darende’ye vardığımda saat on civarıydı. Burhan emminin evinin önüne vardığımda kalbim yerinden fırlayacak gibiydi, kendimi toparlayıp içeriye girdiğimde misafirler gelmiş, Burhan emmi Elbistan işini ertelemişti. Önce Burhan emminin sonra misafirlerin elini öpüp bir kenara oturdum. Hoşbeşten sonra Burhan emmi beni tanıttı, koyu bir sohbete dalıp gittik. Ama benim gözler hep Selvi’yi arıyor, çay servisinde kaçamak gözlerle sevdiğim kıza bakmaya çalışıyordum. Akşam olmuş misafirler gitmiş baş başa kalmıştık, bir ara Burhan emmi anama dönüp “hatun bacı sanki bir sıkıntın var gibi, benden bir isteğin mi var” deyince, anam “evet var da şimdi sırası değil” dedi. Burhan emmi sanki durumu biliyor gibiydi, biraz düşündükten sonra kafasını kaldırıp “gölgemi üzerinize düşüreceğim ama daha erken, Selvi okuyor Mustafa da çalışıyor. Biraz büyüsünler, kız orta okulu bitirsin, Mustafa da usta olsun önümüzdeki yıl ben gelince siz de o zaman gelin ufak bir takıntı takın belli olsun” dedi. Bu arada can kulağıyla dinleyen yengem de onaylar gibi hafiften başını salladı. Artık içim rahattı, bu işin bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Gece Selvi birer kahve yaptı. Babası Selvi’ye bakıp “haydi git yeni getirdiğim fincandan bir takım getir, hediye edelim” deyince, Selvi bana dönüp “beyaz ve sarı renk var hangisi olsun” dedi. Bende “sarı olsun” dedim, gülümseyip gitti. Biraz sonra fincan takımını getirdi ve pencerenin önüne koydu. Sabah erkenden Burhan emmi ile yengem Elbistan’a gittiler, biraz daha rahattım şimdi. Selvi sabah erkenden kalkmış hahvaltı hazırlıyordu. Bende uyanıp yer minderinde oturdum ve bir ara Selvi salona geldi, anam mutfakta yufka ekmek ıslıyordu. Bir yılın hasretiyle göz göze bakıştık, o kadar heyecanlanmıştım ki kalbim bir kuş gibi çırpınıyordu adeta, nefes alamaz olmuş bir an heyecandan ve mutluluktan öleceğimi sandım. Öyle bir andı ki belki de bu anı bir daha yaşamayacaktım, mutluluk bu olsa gerekti. Daha fazla dayanamayıp “hoş geldin yok mu” dedim, usulca elini uzatıp “hoş geldin” dedi. Onun kalbi elimde atıyordu sanki, bir şey söyleyecek gibiydi, önce beni dinlemelisin deyip başladım;
Dinle meramımı anlatam sana
Selvi’m sana aşık oldum bilesin
Hasretin acısı dokunur cana
Onun için size geldim bilesin
Çıkmıyor aklımdan ceylan gözlerin
Kulağımda çınlar şirin sözlerin
Bir saniye görmez isem özlerim
Kaybedemem bir kez buldum bilesin
Bozulmuştu viran idi bağlarım
Sensiz dumanlıdır karlı dağlarım
Bak karşında çocuk gibi ağlarım
İlk defa yanında güldüm bilesin
Leyla olsan çöle düşer ararım
Aslı olsan küllerinde yanarım
Şirin olsan kaya demez delerim
Yaşayamam sensiz öldüm bilesin
Bu aşkımı şimdi sana açarım
He der isen mutlu olur uçarım
Senin için bu canımdan geçerim
Sevdan beni derde saldı bilesin
YEYDANİ’yim sana halimi açtım
Pir elinden dolu badeyi içtim
HAK nasip eyledi ben seni seçtim
Deli gönlüm sende kaldı bilesin.
Bilmiyorum ya mutluluktan ya da efkardan olacak ki göz yaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru süzülürken hala ben Selvi’nin gözlerine bakıyordum. Selvi kafasını öne eğip “beni çok mu seviyorsun dedi” bende “belli olmuyor mu, daha nasıl anlatabilirim” dedim. Sonra elinin tersiyle yanaklarımdaki göz yaşlarımı silip, “belli oluyor, belli oluyor” deyip kahvaltı sofrasını sermeye gitti… DEVAM EDECEK.
-
“Düşünce Dünyamızın Mimarları” Konferanslar Serisinde İMAM ŞAFİİ ANLATILDI
-
BAŞKAN TAŞKIN: ‘’28 ŞUBAT’TA HUKUKUN NAMUSU, HUKUKÇULAR TARAFINDAN ÇİĞNENDİ’’
-
Başkan Geçit, Zabıta Ekipleriyle Denetime Çıktı
-
BATTALGAZİ BELEDİYESİ’NDEN OKUL BAHÇELERİNDE TUZLAMA ÇALIŞMASI
-
Hanımefendi Selda Yavuz Şehit Ailelerini Ziyaret Etmeye Devam Ediyor
-
Aileler Arası Badminton Turnuvası Büyük Bir Heyecana Sahne Oldu