Öfkenin sözlük anlamı; engellenme, incinme veya bize gözdağı verilmesi karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım ve hiddettir.
Bize karşı saldırıya geçildiğini düşündüğümüz zaman, kışkırtıldığımız zaman, hayal kırıklığına uğradığımız zaman, stres altında olduğumuz zaman, haksızlığa uğradığımız zaman öfkeleniriz. ‘Öfke aklı giderir’ diye bir Atasözü vardır. Konfüçyüs da; ‘Öfkeli insan zehir ile doludur’ der. Öfke sözlerin ayarını bozar, insanı öfkelendiği kadar konuşturur, dengeler hem öfkelenen kişide hem de öfkelenilen kişide riske girer.
Bir başka Atasözünde ‘Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır’ demişler. Çünkü kontrol zorlaşmış ve her şey olduğunun tam tersiymiş gibi görünmeye başlamıştır. Öfkelenmiş bir insanın yanında, onun kendisini savunmak zorunda hissedeceği şekilde suçlayıcı ve eleştirel konuşmak; olmayan öfkeyi ortaya çıkardığı gibi tetikleyici sözler, olanı da artırır.
Hangi sebeple olursa olsun öfkelenmiş bir insanla karşılaştığında yapılacak en iyi şey; onun yardıma ihtiyacı olduğunu bilmektir. Çoğu cinayet, şiddet ve zarar verici ağır sözler öfkeyle ortaya çıkar. ‘Dal rüzgârı affetse de kırılmıştır bir kere’ dedirten de çoğunlukla öfkedir. Bu nedenle öfkeyi yatıştırmak, insana duyulan sevginin ve saygının bir gereğidir. Öfkeyle söylenenlere alınmadan, sadece karşımızdakini rahatlatmaya yönelik davranmak; aklını geliştirerek aktif kılmış sağlam bireylerin ve insanı korumaya ayarlı davrananların işidir.
Kendimizi daha iyi ifade etme amacı içinde olabiliriz fakat bunun zamanı kesinlikle kişinin öfkeli olduğu zaman değildir. Onun acil olarak anlaşılmaya ve rahatlatılmaya ihtiyacı vardır. Özellikle yakın ilişkilerde muhatabımız, kendini kontrol etmede zorlandığı zaman, onu anlayabilme sakinliğini ve duyarlılığını gösterebilmektir. Sabır, anlayış ve daha önemlisi akıl, tamda bu zamanda işe yaramalıdır. Maalesef günümüzde gördüğümüz ve duyduğumuz nice haberler de en olmadık meselelerde öfkelenen ve öfke kontrolsüzlüğü yaşayan insanların acı hayat hikâyeleriyle dolu. Bu hayat hikâyelerinin başında yatan başlıca etmen öfkesine hâkim olamamaktan dolayı sorunu çözmek değil, sorunda kilitlenmektir.
Bu sonuç ekseriyetle tahrip edici sözler ve kişilerde nice geri dönüşü olamayacak hasarlar bırakabiliyor. Hele de kişi, her hâlükârda da kendini haklı görme alışkanlığı ile beslenmiş ise, o zaman söylediği sözlerin ağırlığı altında ezilmek işten bile değildir. Kontrol edilemeyen bir öfke karşısında, en güvenli tavır ‘’haklısın ‘’demektir. Haklı olduğunuz konularda dahi tartışmamak gerçekten ayakta alkışlanacak bir konudur. Nefsi ve şeytanı bir kenara atarak ’’öfke ve tartışmak şeytandandır’’ demek ne büyük bir iltifata mazhar olmaktır kim bilir!…Bu maksattan mülhem şu ayet dilime süzülüverdi’’ İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü)en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş..(Fussilet suresi34) Böyle sağlıklı bir tutum karşımızdaki kişinin dalgalı bir denizden sakin bir limana demir atmasını sağlar.
Belki de karşımızdaki haklıdır da biz hep kendi perspektifimizden bakmaya alıştığımız için kendimizi haklı görüyoruzdur. Buda daha sonra anlaşılır fakat o zamana kadar olanlar olmuş ve çoğunlukla ilişki ciddi bir yara almıştır. Muhataplarımızla (bu kim olursa olsun) öfkeli anımızda, durup düşünüp sonra davranmalıyız. İmkan varsa o anda abdest almalıyız ki; Resulullah Efendimizin tavsiyesidir: hiddetimizi alır.
Karşımızdaki kişi ise insanlık adına yatıştırmalıyız. Acz, duanın madenlerinden biridir. Hepimiz insanız ve hata yapmaya meyyal yaratılmışız. Rabbim kibir ucup gibi kötü hasletlerden cümlemizi korusun, muhafaza eylesin…Yazıma burada son verirken bir Allah dostunun sözleriyle noktalamak istiyorum. Ata el İskenderi HZ. der ki; Allah bir kuluna iyilik yönünden nazar eylerse, kendi kusurlarını görmesini ona nasip edermiş’’ Evet önce kusuru kendimizde arayacağız. Kendinde kusur arayan ise başkalarında kusur aramaya fırsat bulamaz değerli dostlar. Siz siz olun bir arada bulunduğumuz, sıkıntılarla, hastalıklarla, dolu geçirdiğimiz bu süreçte birbirimize sabır gösterelim. Haklı yada haksız konularda tartışmayalım ve ecrini yüce Mevla’dan bekleyelim… vesselam..