İzin bitmiş Osmaniye’ye işimin başına dönmüştüm kalfa olmuş artık aranan beğenilen bir şekerleme elamanıydım lokum kesiyor sucuk yuvarlıyor akıdelı boyalı şeker fitili çekiyor hatta dıraje leblebi şekeri yapıyordum ama bir sorun vardı sanki eski ben gitmiş yerine suskun düşünceli durğun birisi gelmişti arkadaşlarım bana hey oğlum sana ne oldu o şen şakrak adam gitti yerine suskun birisi geldi sahi sana köyde ne oldu? Diyorlardı, makinada şeker fitili çekerken tavanda asılı lambaya bakıp öylece dalıyordum sanki selvinin hayalı o lambanın içindeydi. Bazan ustamdan azar bile yiyordum, geceleri yanlızdım geceler bitmek bilmiyordu sanki sanki nere gitsem o nun hayali hep karşımda duruyordu bazan kendi kendime acaba kafayımı yedim diye düşünüyordum,işte böyle bir gecenin seherinde uyumuştum rüyamda bir üzüm asmasının altında yer minderinde oturuyordum kenerda ustu toprak olan bir ev vardı işte o anda selviyi hayal ederken ak sakallı bir piri fani elinde bir bakır tast içinde şerbetle geldi, heme ayağa kalkıp hürmet ettim, o da önce selam verdi sonra iki eliyle tutduğu tastı uzzatıp bu şerbeti iç dedi”bende bu ne şerbeti dedim” piri fani tastı elime verirken bu aşk şarabı dedi” içi şerbet dolu tastı bir kafaya dikişte içtim içer içmez yüreğimde tarıf edilmez bir yangın başladı kanter içinde uyandım ne o piri fani vardı nede tas dolusu aşk şarabı,amma yüreğimin yangını artarak devam ediyordu,
Sabahleyin işe giderken kadirli yol kavşağında sazların asılı olduğu bir dükkan vardı gayrı ihtiyari içeri girdim ayakları tutmayan tekerlekli sandalyede oturan isminin sayım özdal olduğunu söyleyen bir ozan vardı sazları sordum”oda sanki zorla verir gibi bir saz çıkarıp önce biraz çaldı sonra bana verip hayırlı olsun dedi” iyide dedim ben nasıl çalacağım,” ozan ben kurs veriyorum haftada üç gün akşamlar gelirsin sazında kursun da parasını eline geçdikce verirsin sende aşıklık emaresi görüyorum deyip haydi hayırlı olsun dedi, artık bir sazım vardı akşamları kursa geliyorum geceleri evde çalmaya çalışıyorum bazen ev sahibi ve komşulardan şikayet gelsede idare ediyordum, artık yavaş yavaş çalıyor kendi yazdığım türkilerimi söylüyordum ve ilk türkümü kursta ustama saz ile söyledim
İlhamımı aldım hak aşıklardan
Sevdanın sırrına erenlerdenim
Aşk şarabın içtim piirin elinden
Hızırı aşikar görenlerdenim
Düşünene bir karınca hikmettir
Anlayana akıl fikir niymettir
Müğmin olan muhammede ümmettir
Sapıklığa karşı duranlardanım
Ben halkın ozanı bellidir halim
Utanır yalanı konuşmaz dilim
Masuma masum der zalime zalim
Kötüyü her zaman yerenlerdenim
Hiyle yoktur yeydaninin sözünde
Batil inanç görükmezki gözünde
Ektiğim yeşerdi iman özünde
Muhapbet güllerin derenlerdenim.
Sevdanın yükü omuzlarıma iyice binmişti hasretlik dayanılmaz bir acıydı daha fazla dayanamayıp bir isimsiz mektup gönderdim mektup bazı olumsuzluklara neden olsada neyseki selviden başka kimse bilememişti, rüyalar beni yatırmıyordu yanan yüreğimi hiç bir şey soğutmuyordu şimdi keremi,mecnunu ,ferhatı , daha iyi anlıyordum, yine gördüğüm bir rüyanın etkisindeyken abime bir mektup yazıp darendeye gitmesini ve bir türlü cesaret edip isteyemediğim resmini alıp bana göndermesini istedim,
Sağolsun abim darendeye gidip selvi gile misafir olur münasip bir zamanda isteğimi bildirir,. Selvi resmi veririm amma sakın bir daha bana mektup göndermesin az kaldı başım belaya girecekti neyseki isimsizdi,
Öylen saatleriydi postacı bir mektup getirdi iş arkadaşım müjde mustafa,abinden mektup var ,koşarak gelip kaparcasına alıp dışarı çıktım heycanla zarfı açtım ALLAH resim diye sessiz bir çığlık atıp resmi çıkarttım böyle bir mutluluk yok yahu sanki kendisi gelmişti kalbim öylesine çarpıyorduki göğüs kafesimi yırtarcasına sanki dünyaları bana vermişti tıpkı bir çocuk gibi sevinçden ağlıyordum sanki bir ömür ağlayacağımın provasını yapıyordum, akşam eve gelince garip sazı kucağıma alıp şu türküyü söyledim,.
Bu nasıl sevdadır acıtır canım
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
O nu düşünmeden ğeçmez bir anım
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
Arı kovanında ballar peteği
Darende dağında navruz çiçeği
Ruhum aydınlatan ateş böceği
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
Gülünce yüzünde güller açıyor
Kelebekler gibi pır pır uçuyor
Çıkmıyor rüyamdan uykum kaçıyor
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
Dili şeyda bülbül kaşları keman
Nutkum tutuluyor gördüğüm zaman
Eğer alamaz isem olurum duman
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
Ey ALLAH”IM benim halim gören sin
Kalplerdeki gizli açık bilensin
Senden isteyene mutlak verensin
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz
YEYDANİ”YİM katı benim kararım
Mecnun gibi çöle düştüm ararım
Almaz isem kerem gibi yanarım
Bu güzeli kadir mevlam bana yaz.