AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI, AR-GE VE EĞİTİM BAŞKANI MUSTAFA ŞEN ANADOLU SORUYOR’UN KONUĞU OLDU

Siyaset - 07/11/2021 12:18

Millet Haber Ajansı tarafından hazırlanan ve çok sayıda Anadolu kanalının ortak canlı yayınıyla izleyicilerle buluşan “Anadolu Soruyor” programının konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, AR-GE ve Eğitim Başkanı Mustafa Şen oldu. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Şen, “O 10 büyükelçi özür dilememiştir. 10 devlet özür dilemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve lideri o 10 devlete diz çöktürmüştür diplomatik olarak. Onları susturmuştur” ifadelerini kullandı.

Millet Haber Ajansı tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin nabzını tutan “Anadolu Soruyor” programının konuğu olan konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, AR-GE ve Eğitim Başkanı Mustafa Şen oldu oldu.
Genel Başkan Yardımcısı ve AR-GE Başkanı Şen; Millet Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Sinan Burhan ve TV1 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Havur’un sorularını yanıtladı.
“IŞIK DOĞU’DAN YÜKSELİR BİZ DE IŞIĞI TAKİP EDİYORUZ”
Teşkilat akademisiyle ilgili bilgi beren Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Teşkilat akademisi diye bir eğitim çalışması başlattık. AR-GE ve eğitim birimi olarak AK Parti genel merkezinde bütün il ve ilçe teşkilatlarımızı bu kapsamda bir eğitim sürecine tabi tutuyoruz. Doğu’dan başladık. Işık Doğu’dan yükselir biz de ışığı takip ediyoruz. Her hafta sonu Batı’ya doğru 9-10 ilimizle bu eğitim çalışmalarını yapıyoruz. Bütün il ilçe teşkilatlarımız buna dahil ve yıl sonundan sonra da Batı’dan çıkacağız inşallah. Bütün Türkiye’yi eğitim sürecine dahil etmiş olacağız. Bu bir parçası. Sonra siyaset akademisi devam edecek. Yerel yönetimler akademisi başlayacak, o devam edecek. Eğitim hamlesiyle teşkilatlarımızı tutuşturmuş oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“İYİ PARTİ HANGİ YÜZLE GİDECEK SEÇMENDEN OY İSTEYECEK”
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan’ın Şehit ailesine olan söylemlerine değinen Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, “Olması gereken şey gereğini yapmaktır. Yani istifa etmektir. O şehitlerin canları pahasına artık biz onların sayesinde yaşıyoruz. Onların vesile oldukları seçmen kitlesinden oy isteyecek o yüzle İYİ Parti. Eğer onun hakkında gereğini yapmazsa İYİ Parti hangi yüzle gidecek seçmenden oy isteyecek. Benimde sizin de o şehitlere borcumuz var. Onlar canlarıyla ödemişler borçlarını. Hangi yüzler onların kapısına gidip oy isteyecekler. Gereğini yapmalılar” şeklinde konuştu.
“KANDİL’İ MUM ZANNEDİYOR GALİBA KILIÇDAROĞLU”
Tezkere olaylarıyla ilgili konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, AR-GE ve Eğitim Başkanı Mustafa Şen, “Tezkere Türk ordusunun yurt dışında operasyon yapabilmesine imkan veriyor. Yani yurt dışından Türkiye’ye yönetilen terör saldırılarına karşı sınırlarımızın dışında da harekat yapmaya imkan tanıyor. Hukuki bir imkan tanıyor. Buna karşı çıkmak demek şu demektir; teröristler Türkiye’ye saldırabilir ama Türkiye teröristlere karşılık veremez anlamına geiyor. Tezkereye hayır dediğinizde terörist askerimizi vurabilir ama askerimiz tetiğe basamaz anlamına gediyor bu. Bunu düşünmüyor olması düşünülemez. Sanki böyle bir şey yapmamış gibi ancak tezkereyle Kandil’e gidebilecek iken Türk ordusu ben Kandil’i yerle bir edebileceğim diyor. Türkçe’de kandil mum demek. Kandil’i mum zannediyor galiba Kılıçdaroğlu. Eğer Kandil’e bir tane asker göndereceksen önce meclisten tezkere geçmesi gerekiyor. Elbette ki Kılıçdaroğlu biliyor o kandil orada Türkiye’ye 150-200 kilometre güneyinde bir terör yuvası ve oraya gitmek için mutlaka meclisten tezkere çıkarmak gerekiyor. Türkiye’ye karşı net bir gayrı nizami harp saldırısı var ve CHP maalesef ve maalesef bunun Türkiye’deki merkez üssü. Bunu da HDP ile birlikte yapıyor. CHP’nin yaptığı siyaset değildir, CHP’nin yaptığı muhalefet değildir” diye ifade etti.
“TEZKERENİN SÜRESİNİ İHTİYAÇLAR BELİRLER”
Yabancı asker konuları ile ilgili konuşan Mustafa Şen, “Yabancı asker meselesi tüm tezkerelerde var. Yeni mi gördüler, yeni mi okuma yazma öğrendiler. Daha öncekilerini okumadan mı imzaladılar. Burada kendilerini açığa çıkardılar. Niyetlerinin iyi olmadığını ortaya koydular. İkincisi sürenin uzunluğu ya da kısalığı diye bir şey yoktur. İhtiyaç belirler onu. O sürenin uzunluğu ya da kısalığı herhangi bir anayasal maddeye aykırı değilse siz onu imzalarsınız. Süreden dolayı hayır demezsiniz. Dersiniz ki anayasanın şu maddesiyle çelişiyor o yüzden izin verilemez. Ama sure uzun deyip hayır diyemezsiniz. Bana göre de süre kısa. Anayasa ve yasalar ne diyorsa hukuk ne diyorsa ona göre hareket ederiz. Bunu ihtiyaçlar belirler. CHP yöneticilerinin keyfi değil” diye ifade etti.
“APAÇIK BİR ŞEKİLDE YALAN SÖYLÜYORLAR”
Anketlerle ilgili açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Birileri yalan söylüyor. O birilerinin maalesef bazıları siyasetçi bazıları araştırmacı bazıları da gazeteci. Apaçık bir şekilde yalan söylüyorlar. Bunu bilerek yapıyorlar. Hesaba katılmayan değerler var. 100 kişiden 60’ını baz alıyorlar. Onların gerçekliği ters. Ben yalan söylediklerinden yana fikir belirtiyorum. İşlerini çamur yapıyorlarsa o da ayrı bir berbatlık. Bunu ne için yapıyorlar? Kendileri AK Parti’yi yüzde 30’un altında görmek için öbür veriyi büyütüyorlar. Gerçeği nedir? Yüzde 10-15 civarındadır. Hesap 85 üzerinden 100’e çekilir. Öyle yaptığınız zaman AK Parti yüzde 38-39-40’larda çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“BU SADECE AK PARTİ’YLE ALAKALI DEĞİL KÜRESEL BİR SORUN”
Ekonomik durumla ilgili değerlendirme yapan Mustafa Şen, “AK Parti şöyle seçimden yüzde 42 buçukla çıktı ve yüzde 38’lerde 39’larda. Bazı rakamları 40’larda gördüm ama ben onu 40 görmüyorum. En çok tekrar eden sayısı esas alıyorum. O da 38-39’larda geziyor. Oraya göre bir düşüş yaşamıştır. Ama bir kriz yüzünden bir tek vatandaşımızı imkansızlık nedeniyle geri çevirmedik covid sürecinde. Hiçbir hasta geri çevrilmedi. O şartlarda bütün vatandaşlarımızı koruyarak bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Bu sadece AK Parti’yle alakalı değil küresel bir sorun. O zaman birilerinin ellerini ovuşturdukları kadar uzun olmayacak. Korksunlar o yüzden” şeklinde ifade etti.
“DOLARIN HAKİMİYETİNE DOKUNDUKÇA İÇERİDEN KARŞI ÇIKANLARI GÖRÜYORUZ”
Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Onlar değil mi biz sosyal demokratız diyenler, biz solcuyuz diyenler. Göbeklerinden Amerika’ya bağlılar. Onları bağlayan şeyde dolay. O dolara Tayyip Erdoğan’a dokundukça, doların hakimiyetine dokundukça içeriden karşı çıkışlarını görüyoruz” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ VE LİDERİ O 10 DEVLETE DİZ ÇÖKTÜRMÜŞTÜR”
Osman Kavala meselesine değinen Şen, “Burada büyükelçilere ders verilmemiştir. O 10 ülkeye ders verilmiştir. O 10 büyükelçi özür dilememiştir. 10 devlet özür dilemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve lideri o 10 devlete diz çöktürmüştür diplomatik olarak. Onları susturmuştur. Kendinize bakın demiştir, kendi hukukunuza bakın demiştir. Almanya’sı, Fransa’sı, şusu, busu… Orada Türk’lere yapılanları, orada Müslümanlara yapılanları, oradaki ırkçılığın yükselişini hangi hukukla hazırlıyorlar. Özel olarak Türk düşmanlığı yapılıyor orada. Adına İslamofobi diyerek gavurluk yapıyorlar. Kim oluyor ki o büyükelçiler ki Türkiye’ye ayar vermeye çalışıyorlar. Kim oluyor onlar. Kendilerine bir baksınlar” şeklinde ifade etti.
“HDP’NİN YAPTIKLARINI YURT DIŞINDA YAPSALAR SOLUKLARINI KESERLER”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Terörü kınayacaksınız. Bizimkiler ne yapıyor? Diyor ki bizzat Selahattin Demirtaş’ın sözüdür ‘PKK’lının cenazesine gitmeyen milletvekilini ben bizzat sorgularım.’ Avrupa’da olsaydı HDP bin defa kapatılırdı. İdarecilerin hepsi bin defa hapse sokulurdu. Siz HDP’lilerin yaptıklarının 10’da birini Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de yapın bakın bakalım ne oluyor. İngiltere’ye teşekkür ediyorum bu arada. Diğer ülkelerde yapın bakalım bir gün yapsınlar bir defa yapsınlar bakalım. Terör örgütünün cenazesine gidilsin bakalım. Bir defa desinler bakalım soluğu nerede alıyorlar daha doğrusu soluk alabiliyorlar mı soluklarını keserler. Biz halen hukuk önde olsun, mahkeme önde olsun diyoruz ve bunda sabrediyoruz. Bunun altını çiziyorum” şeklinde konuştu.
“ÜNİTER OLARAK BAKTIĞINIZDA KİMLİKLERİ BİRBİRİNİZDEN AYIRT EDEMEZSİNİZ”
Genel Başkan Yardımcısı ve AR-GE ve Eğitim Başkanı Mustafa Şen, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını biz tek kategori olarak görürüz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı, Alevi’si, Sünni’si o kimlikle bu kimlikle bakmayız. Cumhuriyet demek bu demek. Üniter devlet olmak bu demek. Üniter olarak baktığınızda kimlikleri birbirinizden ayırt edemezsiniz. Varlığını kabul edersiniz ama ayırmazsanız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır, anayasal olarak herkes birbirine eşittir. Aynı sorumluluğa sahiptir, herkes aynı teröriste karşı olmak zorundadır. Herkes aynı derecede haklarını savunmak durumundadır” dedi.
“TARIMA YAPTIĞIMIZ YATIRIMI ARTTIRDIK”
Tarım ve hayvancılığa verilen desteklere değinen Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Tarım ve hayvancılığa yapılan destekler 10 kat artmıştır. Türkiye tarım ülkesi olarak mı kalmalıdır yoksa ileri sanayi ülkesi mi olmalıdır? Gayri safi milli hasıla içerisinde tarımın payının azalması gerekiyor göreceli olarak 50 sene öncesine göre. İleri teknoloji ürünlerinin artması gerekiyor. Bu tarımda çalışanların azalması anlamına gelir fakat tarımdaki verimliliğin artmasını sağlarsınız teknolojiyi kullanarak. Sizin şimdi ülkenizin yüzde 20-30’u tarımla uğraşırsa siz ileri sanayi ülkesi olamazsınız. Ama düne göre tarımdan elde ettiğiniz paranın miktarını 3 kat, 5 kat, 10 kat arttırabilir siniz. Nitekim Türkiye bunu yaptı. Tarımda çalışan sayısını azaltıp fakat tarıma yaptığımız yatırımı arttırdık ve tarımda verimliliği birkaç kaç arttırdık” şeklinde ifade etti.
“BEN MEVZUYU DİJİTAL DİKTATÖRLÜK İLE BİRLİKTE AÇIKLIYORUM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık sorunları ile ilgili sosyal medyada çıkan haberlerle ilgili konuşan Genel Başkan Yardımcısı Şen, “Bir prvakasyon var. Ama bu dezenformasyon ve gayri nizami harp Bu bir dezenformasyon meselesi. Dezenformasyon insanda sisli beyin hastalığı yapacak kadar berbat bir şeydir. Bu bilinçli yapılıyor. Bu başta söylediğim gayri nizami harpın usulü olarka yapılıyor. Buna karşı hukuki tedbirler almak gerekir. Ama bunun için sosyal tedbirlerde gerekir. Esası hukuki zemine dayanmak zorunda. Ben mevzuyu dijital diktatörlük ile birlikte açıklıyor, siber güvenlikle açıklıyorum, siber vatanın güvenliğini açıklıyorum. Siber vatanın güvenliği tehlikeye düşerse bu fiziki vatanın da aynı zamanda ya da milli güvenliğimizin de tehlikeye düştüğünü çok rahatlıkla söyleyebilirim” diye konuştu.

BENZER HABERLER