İnönü Üniversitesinde sitotoksik ve antimikrobiyal aktiviteleri, Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri tarafından belirlendi ve özellikle akciğer kanseri hücrelerinde etkisinin olduğu görülünce patent başvurusu yapıldı. Aradan geçen süre zarfında yapılan değerlendirme sonucu, Türk Patent Kurumu tarafından ‘Benzimidazol metal komplekslerinin kanser hücrelerine sitotoksik etkisinin ve antimikrobiyal aktivitesinin tespiti’ çalışması incelemeli patenti almaya hak kazandı.
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Elif Apohan ile Kimya Bölümünden Prof. Dr. Hasan Küçükbay’ın üzerinde çalıştığı proje, TÜBİTAK’a sunuldu. Bu projeyi ekip olarak hazırladıklarını kaydeden Apohan, “Prof. Dr. Özfer Yeşilada, Prof. Dr. Yusuf Baran ile Prof. Dr. Ülkü Yılmaz’ın (Kimya) da yer aldığı ekibimizle 2014 yılında TÜBİTAK’a başvurduk. Prof. Dr. Özfer Yeşilada bileşiklerin antimikrobiyal aktivitesini değerlendirdi, Prof. Dr. Ülkü Yılmaz ise bileşiklerin sentezinde görev aldı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran proje danışmanımızdı. 14 farklı benzimidazol metal kompleksinin yer aldığı projede 3 bileşiğin aktivitesinin akciğer kanseri hücreleri üzerine sisplatin kadar yüksek sitotoksik etkiye sahipken, sağlıklı akciğer epitel hücreleri üzerine daha düşük sitotoksik etkiye sahip olduğu tespit edilince 2015 yılında patent başvurusunda bulunuldu. Yapılan değerlendirme sonucu Türk Patent Kurumu tarafından ‘Benzimidazol metal komplekslerinin kanser hücrelerine sitotoksik etkisinin ve antimikrobiyal aktivitesinin tespiti’ çalışmasına incelemeli patent verildi.
Bileşiklerin ilaç olma potansiyeli üzerine yaptıkları projenin mimarlarından Prof. Dr. Elif Apohan ve Prof. Dr. Hasan Küçükbay gelinen süreci anlattı. Prof. Dr. Apohan, 2018 yılında İnönü Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nin desteklediği proje ile şu andaki bileşiklerin deney hayvanları üzerinde de denendiğini belirterek, “Eğer güzel sonuçlar elde edersek ilaç olma potansiyeli olabilir. Henüz kimyasal bileşikler bunlar ama ileride ilaç olma potansiyeli üzerinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Proje ekibimize Farmakolojiden Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Histolojiden Prof. Dr. Mehmet Gül ve Göğüs Cerrahı Doç. Dr. Özgür Katrancıoğlu da katıldı. Çalışmalarımıza verdikleri destekler için İnönü Üniversitesi Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ahmet Kızılay hocamıza teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu.
Buluşun diğer mimarlarından olan Prof. Dr. Hasan Küçükbay da aslında bu tür çalışmaları 1985 yılından itibaren sürdürdüğünü belirterek, “Yürüttüğümüz çalışmalarda aktif bileşikler bulduk. Bazı kanser hücrelerine etkisinin olduğunu gördüğümüzde patent başvurusu yaptık. Sentezlediğimiz bir bileşik bulduk demek tabi hemen ilaç olacak diye bir şey değil. Bu bir başlangıç, ilaç olması için bazı temel araştırmaların yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Şu anda deney hayvanları üzerinde çalışmaların sürdüğünü aktaran Küçükbay, bunların sonuçlarına göre daha sonra FAZ çalışmalarına geçilebileceğini söyledi. Bir ilacın kullanıma girmesi için 5 bin kimyasaldan birisinin ilaç olduğunu belirten Küçükbay, “Biz şimdi 14 bileşik bulduk. 3 lider bileşik çıktı. Bunlardan ama sonuçta bunların ilaç olması bu süreçlerin geçmesi lazım. Bir ilacın ortaya çıkması 14 yıl sürebiliyor. Bir ilacın maliyesi 800 milyon dolar ama jenerik yaparsanız bir milyon dolara kadar düşüyor. Dolayısıyla bir başlangıç, bu umarım hedeflerimize kesilmeden ulaşırız” dedi.
Sentezledikleri bileşiklerin bazılarının antikanser etkisi gösteren bir aktivitelerini tespit ettiklerini anlatan Küçükbay, “Umarız ileride faz çalışmasına geçeriz, insanlığa yararlı bir bileşik bulabiliriz. Sonuçta bunlar yapılmadan da ilaç geliştirilemez” diye konuştu.