Malatya İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Gökhan Tuncel, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin beyin göçüyle, gelişmiş toplumlar karşısında alternatifsiz bırakıldığını söyledi.
İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından Siyaset Akademisi programları kapsamında, “Beyin Göçünün Sosyal ve Siyasal Etkisi” konulu e seminer düzenlendi.
İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel’in konuşmacı olarak katıldığı online olarak düzenlenen seminerde, “Beyin Göçünün Sosyal ve Siyasal Etkisi” ele alındı.
Tarihsel süreçte önemli bir yere sahip olan göçün, iletişim ve ulaşım teknolojisindeki gelişme ve yaygınlaşmayla beraber hızlı bir şekilde arttığını belirten Tuncel, beyin göçünün diğer göç türlerinden ayrılan yönlerine vurgu yaptı. Tuncel, beyin göçü konusunun önemine, neden ve etkilerine dikkat çekti.
Göç kavramının, insanın doğduğu yaşadığı mekânı terk etmesi ve başka bir yerde yaşamını devam ettirmesi anlamına geldiğini aktaran Tuncel, göçü yalnızca insan bedeninin yer değiştirmesi süreci olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. Göç ile birlikte insanların bilgileri, inançları, tecrübe ve birikimlerinin de göç ettiğine dikkat çeken Dekan Tuncel, “Beyin göçü zamanla işlevsizleşmekte, toplumsal yaşamda kurmuş olduğu bağ ve değerler de terk edilmektedir” dedi.
Göçün zorunlu veya gönüllü olarak gerçekleştiğini vurgulayan Tuncel, sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel sorunların göçe neden olabildiğini belirtti.
Beyin göçünün etkileri ve nedenlerini açıklayarak sözlerine devam eden Tuncel, insan beyninin sahip olduğu potansiyeli harekete geçirme, genişletme ve kendini gerçekleştirme arayışının beyin göçünün temel nedenleri arasında olduğunu ifade etti. Beyin göçünün insanın iradesiyle veya çevresel etkiler nedeniyle baskı, zorlama veya ikna gibi nedenlerle gerçekleştiğini açıklayan Tuncel, devletlerin bu süreçte önemli rolleri üstlendiğini ve hamleler yaptığını bildirdi. Bu açıdan devletlerin beyin göçü stratejileri ve planlamaları yaptığına dikkat çeken Tuncel, hazır, yetişmiş, nitelikli insan kaynağına kısa ve ucuz yoldan ulaşmayı hedeflediğini ifade etti. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin beyin göçüyle gelişmiş toplumlar karşısında alternatifsiz bırakılmaya veya alternatifsiz kılınmaya çalışıldığını belirten Tuncel, bireyler açısından bakıldığı zaman ise bireyler beyin göçü yönelimine sahip olduğunda kendi ülkesindeki ve toplumundaki potansiyelin farkına varamama, görmezden gelme veya küçümsemeye başladığını vurguladı.
Beyin göçünde kullanılan çekici ve itici yönler bulunduğunu ifade eden Tuncel, çekici güçler içerisinde ideolojilerin yani batıcılık ve modernleşme, eğitim kurum ve süreçlerin yani okullar ve burslar olduğunu aktardı. Medyanın, ekonomik gelişmişlik düzeylerinin, rol modellerinin beyin göçünde yer aldığına dikkat çeken Tuncel, itici güçler içerisinde, bireysel ve toplumsal düzeyde az gelişmişliğin, tükenmişliğin ve umutsuzluk durumlarının etkili olduğunu açıkladı.
Tuncel, beyin göçünün sosyal ve siyasal etkileri üzerine genel bir değerlendirme yaparak sözlerine son verdi.
Prof. Dr. Tuncel’in sunumunu tamamlamasının ardından program, katılımcıların ele alınan konuya ilişkin olarak yönelttiği sorular ve Tuncel’in bu sorulara verdiği cevaplarla sonlandı.
İnönü Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünün ‘Siyaset Akademisi’ kapsamında çevrim içi (online) düzenlediği seminerler dizisinin son konuğu, Prof. Dr. Ulvi Saran olacak. 6 Nisan 2021 Salı günü, 2009-2012 yılları arasında Malatya Valisi olarak da görev yapan, Kamu Araştırmaları Vakfı (KAV) Başkanı Prof. Dr. Ulvi Saran, “Teknolojinin Toplumsal, Ekonomik ve İdari Yapıya Etkileri” konusunu anlatacak.