MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal FENDOĞLU 2020 yılı ticaret bakanlığı, rekabet kurumu ve helal akreditasyon kurumu bütçeleri üzerine mecliste söz aldı.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ilk söz alan Fendoğlu, “Kurumun yeni olması dolayısıyla her zaman karşılaştığımız soruların başında “Helal Akreditasyon Kurumu neyin helal, neyin haram olduğuna karar verecek mi?” gelmektedir. Bu kurum bir fetva makamı değildir ve Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir kurum da değildir, doğrudan Ticaret Bakanlığımız uhdesinde kurulmuş bir kurumdur ve helal belgesini de bizatihi kendisi düzenlemez. Gerekli izinleri verip onları denetleyerek dünyada bilinirliği ve güvenirliği olan tüketiciler nezdinde de farkındalığı yüksek bir yapı kurma iddiasındadır.
Gıda ve diğer ürünlerin sağlık ve temizlik konusundaki kriterlerinin uygunluğunu da içermektedir. Helal belgelendirme kuruluşlarınca yapılacak belgelendirme, uluslararası alanda kabul gören gıda güvenirliği, hijyen ve sağlıkla ilgili standartların gerekliliklerini de kapsamaktadır. Ancak kimse buradan, helal belgesi olmayan ürünün haram olacağı sonucunu çıkarmasın. Bu helal gıda ve hizmet belgesinin önemi, tüketiciye güven, üreticiye ise rekabet, kalite ve dış ticarette pazar giriş kolaylığı sağlamasıdır. Şöyle ki; dünyada 1,8 milyar Müslüman nüfusun tüketim alışkanlıklarına göre, helal belgesi özelinde bakıldığında, gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünler ile turizm ve seyahat gibi hizmet sektörlerinin yer aldığı helal ürün ve hizmetler için 2018 yılında yapılan harcamalar yıllık yüzde 5 büyüme kaydederek 2,2 trilyon ABD dolarına ulaşmıştır. İslami finans ise yüzde 6,2 oranında büyüyerek 4,5 trilyon ABD doları işlem hacmine ulaşmıştır. Helal belgesi sahibi olmanın faydası, Müslüman dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek bir yetkinliğe ulaşması gerekliliğini savunmaktadır.”dedi.
Fendoğlu ayrıca,” Dünkü Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun almış olduğu sözde Ermeni tasarısını kabul etmemiz mümkün değil, kabul etmiyoruz; bizim için de hiçbir şey ifade etmiyor. Zehri zemzem diye yutturmaya kalkışan dolandırıcı ve dalavereciler, Türk milletini küçük düşürmenin, ülkemizin saygınlığını zayıflatmanın hevesine kapılmışlardır. Türkiye’yi yurt dışına şikâyet etmedikleri kapı kalmadığı gibi güvendikleri dağlar da erozyona uğramıştır. Bitmişlerdir, tükenmişlerdir ve dağılma sürecine girmişlerdir. Önünü göremediğinden düzlük ile uçurum arasındaki farkı idrak ve ayırt edemeyen gafillerin neden olduğu sis bulutu ülkemizin üzerine çöreklense de Türkiye, soytarıların ithamıyla değerinden bir şey kaybetmeyecektir.
Yüce Türk milleti ve Milliyetçi Hareket Partisi, soysuzların çamuruyla duruşundan, tarihî vakarından asla vazgeçmeyecektir. Fitneye ve fesada geçit vermeyecektir. Bizlere bu doğrultuda yön veren ve bağrına basan, yılların tecrübesi, tarihî birikimi, öngörüsü ve stratejisiyle Türkiye’nin önünü açan ve söylediklerinde de hep haklı çıkan, bilge liderimiz ve hareketin lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye Allah sağlıklı sıhhatli uzun ömürler versin.”diyerek konuşmasına FETÖ ve bölücü terör örgütleriyle mücadele azmini Orhun kaynağından alan,
“Kürşad’ın narasıyla indik Tanrı Dağı’ndan
Ruhumuzu kandırdık Orhun’un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur
Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur.”dizeleri ile son verdi.