Korona virüsün darbe vurgu kayısı için e-panel

Ekonomi - 13/05/2020 14:32

 Korona virüs ile mücadele kapsamında büyük darbe yiyen kayısının yeniden eski günlerinde dönmesi için e panel düzenlendi. Panelde, kayısının dikiminden pazarlanmasına kadarki sorunları masaya yatırıldı.

 

Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından gerçekleştirilen Covıd-19 Salgın Sürecinde Malatya’da Kuru Kayısı ve Tarım Sektörü” konulu e-panel kurumsal Youtube ve ınstagram hesaplarından canlı olarak yayınlandı.
MTÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım’ın moderatörlüğünde yapılan e-panele konuşmacı olarak, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, MTÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gündüz ve TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç katıldı.

“Kayısının sağlık boyutuna da bakıyoruz”
“Salgın, Gıda ve Bağışıklık Üçgeninde Kayısının Rolü” konusunda konuşan MTÜ Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Kayısının Malatya için çok ciddi ekonomik değeri var. Kayısının sadece ekonomik boyutuna bakmıyorum. Aynı zamanda bir sağlıkçı olarak, bir biyokimyacı olarak uzun yıllar kayısının sağlığa olan çok ciddi katkıları üzerine de çalıştık. Kayısını kükürt sorunu, kayısı çekirdeğini sağlığa etkileri gibi birçok çalışma yaptık. Covid-19 salgının ciddi olarak her şeye yansıması oldu. Hayat tarzlarımız değişti. Buna bağlı olarak da çiftçilerimizin de baktıkları ürünlere bakışı da değişti. 2019 yılı rakamlarına göre Malatya’nın 99 bin ton tutarında bir kuru kayısı ihracatı var. Covid-19’un bundan sonraki sürece etkisi ne olacak? Bu yıl etkili olan Kayısıda Çiçek Monilyasının çiftçiye ve üretime etkileri neler olacak. Avrupa’dan görüştüğümüz insanlar, ‘sizler kayısıyı iyi anlatıyorsunuz ama biz ulaşamıyoruz, altın gibi çok pahalı’ diyorlar. Kayısının üretildiği andaki değeri çok önemli ve piyasaya sürülme fiyatı çok önemli. Rusya’ya gittiğimizde de kayısının ihracatı ile ilgili sorunu dile getirdim. Asıl sorun kayısının yetiştirilmesinde. Kayısı üretiminde azalma olursa, bu azalmanın çiftlilerimiz açısında telafisi ne olabilir? Tarım ve Orman Bakanlığımızın destek verdiğini biliyoruz, bu kapsamda çiftçilerimizi rahatlatmak adına bir müjde verebilir miyiz? Kayısının sağlığa olan etkisini, Covid-19 sürecinin sağlığa olan etkisinin üretim ve tüketimle bir üçgen oluşturduğumuzda bir birini bağlaması gerekiyor. Hepsi aslında birbiriyle bir döngü halinde. Bizler bu yüzden Tarım ve Orman Bakanlığımızın desteğini bekliyoruz. Bizde Malatya Turgut Özal Üniversitesi ve Ziraat Fakültesi olarak her türlü akademik desteği vermeye hazırız. E-panelimizde konuşulan konular rapor olarak hazırlanacaktır. Çiftçilerimize vereceğiz. Bazen beni eleştiriyorlar, ‘kayısıyı çok konuşuyorsun’ diye. Ama şöyle düşünüyorum; Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak bizler işi sağlık ile birleştirip, bilimsel olarak desteklemek istiyoruz. Kayısı konusunda kendi alanlarında önemli bilimsel çalışmalar yapmış akademisyenlerimiz bulunuyor. Bundan sonraki süreçte de kayısı ile ilgili etkinliklerimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“İspatlanmış sonuçlara göre söylüyoruz”
Kayısı çekirdeği ile ilgili olarak da konuşan Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Kayısı çekirdeği üzerine yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum. Bu konuda ciddi çalışmalar yaptık. İsmini Kayısır koyduk. Bu tür ürünlerin üretilmesi hem Malatya, hem de Türkiye ekonomisine bir katkıdır. Sağlığa etkilerinde kolon kanserinde, meme kanserinde denemelerimizi yaptık, hali hazırda Sağlık Bakanlığı nezdinde de çalışmalarımız devam ediyor. Kayısı çekirdeğinin Çin’de Covid-19 ile mücadelede kullanıldığına dair, bağışıklık sisteminden dolayı çok ciddi yayınlarda mevcut. Bu çalışmaların hepsi memleket için, Malatya için ve Türkiye içindir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da sürekli ifade ettiği gibi kendi ürünlerimizi üretebiliyor olmanın bir değişik şeklidir. Avrupa’dan Amigdalin maddesini mi almak önemli, yoksa bizim kendi kayısımızdan ürettiğimiz Amigdalin maddesi mi önemli. Bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yaptığımız araştırmaların sonuçlarını paylaşmak bizim görevimiz. Kulaktan dolma bilgilerle değil, gerçekten deneysel ve laboratuvar da ispatlanmış sonuçlarla söylüyoruz” dedi.

“Covid-19 sürecinde kayısı ihracatı devam etti”
Covid-19 Sürecinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Tarımsal Üretime Yönelik Tedbirleri konusunda konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir de, “Salgının küresel boyutta ilk ortaya çıktığından beri süreç takip edilmiş ve ülkemize yönelik etkilerini en aza indirmeye yönelik gerekli her türlü tedbir alınmıştır. Ülkemizde vakaların artması ile birlikte temel gıda maddelerinde arz güvenliğini sağlayacak şekilde stok ve tedarik yönetimi gerçekleştirilmiştir. İçinde bulunduğumuz dönemde de tarımsal faaliyetler aksatılmadan yürütülmektedir. Tarımsal ürünlerin temininde ve pazarlanmasında en ufuk bir sorun yaşanmamaktadır. 2020 yılında bitkisel üretimde geçen yılın üstünde bir rekolte bekliyoruz. Tarımsal alanda dünyanın 17. ülkesi olmamıza karşın, tarımsal hasılada dünyada ilk 10’yız. Bu başarı Türk çiftçisini başarısıdır. Dünyada rafların boşaltıldığı bir dönemde, Avrupa’da insanların markette gıda bulabilmek için bir birini ezdiği bir dönemde korkmadan üretmeye devam eden ve sofralarımızı dolduran çiftçilerimizin aynen sağlıkçılarımız gibi alkışı hakkettiğini belirtmek istiyorum. Son 15 yılda kuru kayısı birim fiyatlarında yüzde 35 bir artış söz konusudur. Bu yılın ilk 3 ayında geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 600 ton daha fazla kayısı ihracat edildiği anlaşılmaktadır. Codvid-19 sürecinde kayısı ihracatının kesintiye uğramadan devam ettiği görülüyor. Malatyalı çiftçilerimizi hasat başlamadan dijital tarım pazarına üye olmalarını, giriş yapmalarını, bu platform aracılığı ürünlerini pazarlamalarını belirtmek istiyorum. Bakanlık olarak kayısıyı her türlü destekliyoruz” şeklinde konuştu.

“Kayısı Birlik yeniden kurulmalı”
Salgın döneminde Malatya’daki Tarıma Dayalı Sanayinin Durumu hakkında bilgi veren Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ise “Tarımın geliştiği illerde özellikle sanayileşme kültürünün de tarıma yönelik olması bu anlamda üretim yapan çiftçiler anlamında da sağlıklı bir yapının oluşmasına zemin hazırlıyor. Çiftçimiz ürettiği ürünü pazarda kime satacağına dair kaygı duyuyor. Fiyatın düşmesinden dolayı mağdur olan çiftçimiz bu anlamda yükü üzerinde topluyor. Çiftçimiz bazen çalıştırdığı işçini maaşını ödeyemiyor. Özellikle Malatya’da bir kayısı birliğin olması gerekiyor. Geçmişte kurulan kayısı birliğin siyasallaşması ve siyasallaşması ile yanlış organize olmasından kaynaklı bir sıkıntı oldu. Türkiye’de kayısının haricinde çok önemli ürün birlikleri var. Şehrin dinamiklerini ve çiftçiyi bir arada tutacak ve bir birini denetim ve kontrol edebilecek bir organizasyonla acilen kayısı birliğin kurulması gerekiyor. Kayısı ihracatçılarının da yaşadığı sorunlar var, kükürt sorunu var. Kayısı monilya hastalığı nedeniyle ürün kaybı yaşanıyor. Tarım ve Orman Müdürlüğünce yağmurlama döneminde özellikle çiftçilerin bilgilendirilmesi gerekiyor. Sözleşmeli ürün satışını resmiyete dökmeli ve çiftçilerin mağduriyetinin önüne geçilmeli” ifadelerine yer verdi.

Tarım sektörünün önemi
“Salgın Döneminde Borsanın Pozisyonu ve Kuru Kayısı Ticaretine Yönelik Beklentiler” konusunda konuşan Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan ise şöyle konuştu:
“Kayısı Malatya’nın ortak paydası, Malatya ekonomisinin en güçlü ve en önemli aktörü. Malatya’da yeni bir devlet üniversitesi olarak Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin sürekli tarım ve kayısı odaklı olarak, kuru kayısıda yaşanılan sorunlar, üretimde yaşanılan sorunlar, iklimsel değişiklikler gibi bütün akademik çalışmalardan dolayı Rektörümüz Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut ve akademisyenlere teşekkür ediyorum. Malatya tarım şehri olma adına çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Malatya’nın bir taraftan sanayisi güçlenirken, bir taraftan sanayi alt yapısı ivme kazanırken, bir taraftan da tarım şehri olma konusunda gerçekten emin adımlarla ilerliyor. Bizim en büyük avantajlarımızdan birisi kuru kayısı. Mutlaka kuru kayısıdan kaynaklana dezavantajlarımızda mutlaka var. Kayısı, mili ürünlerimizden de birisidir. Malatya kuru kayısısı bölgesel ürün değil, bir stratejik üründür. Covid-19 salgını süreci ile birlikte dünya tarımın ne kadar önemli olduğunu yeniden keşfetti. Sanayisi ile çok övündüğünü gördüğümüz ülkülerin bir taraftan da tarımını ihmal ettiğini gördük. Tarım, bir ülkenin ayakta kalması için en önemli sektörlerden biridir.”

Çiftçilere arı önerisi
“Salgın Sürecinde Malatya’da Tarım ve Gıda Sektörüne Yönelik Kamusal Uygulamalar” konusunda Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Tahir Macit, “Malatya’da bu yıl yağış boldu.Yağıştan dolayı çiftçilerimizin bazıları fırsat bulamadılar. Yağışlardan dolayı çiftçilerimiz ilk ilaçtan sonra Monilyanın açığa çıkmasının ardından biz şikayet edilen ilaçları laboratuvarlara gönderdik. Monilya tam atak yapmadan önce biz bu çalışmalarımızı yaptık. Bu konuda bir rapor hazırladık. Organik bahçelerin tamamında da sorun olduğunu gördük. Ben kayısı bahçemde arı bulunduruyorum. Çiftçilerimizin mutlaka bahçelerinde arı bulundurmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“ Kayısı için bir bilim kurulu olmalı”
“Çiftçi Gözüyle Kayısı Tarımına Yönelik Beklentiler” konusunda konuşan TZOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı Yunus Kılınç, “ Hem ülke ve hem de insan sağlığı açısından, onun için üretmek zorundayız. Malatya’da insanımızın tüccarımızın, çiftçimizin, herkesin faydalandığı bir üründen bahsediyoruz, Malatya kayısısı. Olduğu zaman Malatya çok rahat, emlak satışları bile patlıyor, olmadığı zaman herkes borçlu. Tarım ve Orman Bakanlığımız kayısıyı daha çok desteklemeli. Kayısı için bir bilim kurulu olmalı” diye konuştu.

BENZER HABERLER