‘Böön şiyle bir Guluncağı dolanam dediydim.Goparhan düştüğüm daşlara basa basa giderken bir ses ilişti gulağıma ellaaem.Düştüm peşine oğrun oğrun vardım.Sivecin dibinde bir uşah elinde bir pıçah teze sövüt dalını tekerleme söyleyerek pıçagin sapı ile narin narin dôvuyo.Goya gabunu gôdeden ayıracak yarmadan yirtmadan gavladacah.Bir ninni dadindaki tekerleme ile sövüt dalının gôdesini uyudacah ,gabuğunu gavladacah vay vay çocuhluh… Gabuğu eline aldı endişeli halda inceledi,üfürdü gözleri güldü çünkü yarilmamisti.Heycannan ucunun gabugunu dudah payı yonttu.Agzina aldı eccik ezdi gorha gorha üfürdü yavaştan bahtı ses çıhıyo tüm nefesiyle dolu dolu üfledi.Sahı ayahları yerden kesildi,tüm dünyada çıt yok ses sada yok onu dinliyor”
Biz söğüt dalına bile böyle narin ince davranirken hangi emellerimiz bizi bu kadar kör etti.Hangi isteklerimiz bizi dünyanın borozancısı eyledi.Nefsin elinde oyuncak olup kibirlenip boburlenip geçmişe ve de memlekete âsi etti.Burunlar neden kalktı inmez,bu caka bu hava kime ,sende bende bir sövüt dalından düdük gavlatip ,dünyaya para vermeden de çocuklarin düdüğü calabilecegini göstermiştik arkadaş…Eskisi gibi deal artık ,eskidendi artık geçti hayiflari yok tutun anılarınızın elinden ayağa kaldırın.El verin bel verin yer verin zaman verin kıymet verin , azdı bu zaman azdı.Ayirmadan incitmeden ,tepeden bakmadan ,gördüğünüz her cana selam verin…
Belki bir gün yine elmadan araba yaparız. Çaeşek tepesinde guzugulağı toplarız ,çiğdem çalık ayıklarız.Kenger ganatırız ,gaybolan kenger ocaklarının daşına belliliğine kısık gözle şafaklarız.Bir daşın üstünde soluhlanıp köyün içini seyre dalarız.Sonra da teneke ile gubbe oyunu oynarız.Ya da sahlanbitti oynarız gurbet bizi sobelemişken ,yok yok tam vakti kaysı ağaçlarından çağla toplayalım.Onları yerken de söğüt ağacından dilli düdük yapalım sahi yapar mıyız?Yaparız yaparız da çocuklukta ki nağmeyi sesi duyabilir miyiz?Vazgeçtim neyse herkes zıllıdı küstüm oynamıyorum.Çocukça bir sitem iki dakika sonra unuturduk büyüdükçe ağırlaştı zaman şimdi küsünce barışmak zaman alıyor ya da mezar.Oysa içindeki çocuk hiç bir zaman hesap kitap yapmazdı.Belki hesap kitap yapmaktan neler kaçtı gitti.Bazan hesapsız yasamak gerekmiyor mu ?Sebeplerin tesirinden genel geçer heveslerden beri olup tüm yalın saf samimi haliyle kucaklayın çocukluğunuzu herkese onun diliyle gözüyle yüreğiyle hesapsız bakın görün hissedin ,dedik ya zaman ağırlaştı diye ,yok öyle ağırdan almak yarına bırakmak herkes ölecek yaştadır ve andadır….