…………………………….
İçimde bir şey kanıyor…
Keskin bir vedanın yarası sızlıyor…
Yüzümde bir şey soluyor….
Aynı değil umudun rengi kayboluyor…
Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor…
Bıraktığın şarkılar sahipsiz susuyor…
Şiirler hep dargın, dualar şifasız….
……………………………………….
Ne güzel yazmış ve seslendirmiş Cem Adrian. Birçoğumuzun hayatında kaybedişler var. Bu kaybedişler yaşarken ise bir umut. Ölmüş ise büyük bir pişmanlık bırakıyor kalbimizde. Son zamanlarda sanki sevdiklerimizi daha ani kaybeder olduk. Özellikle ani kalp krizlerinin çoğalması birer birer kaybedişleri çoğalttı. Birçok kayıptan sonra en çok duyduğumuz cümle. “keşke daha çok vakit geçirseydik.” Keşke kırılmasaydık” keşke arasaydım” aaah bu keşkeler hiç bitmeyecek. Oysa ne var şu hayatta bölüşemediğimiz. Ne var şu hayatta bizi bu kadar kör edip sevdiklerimize vakit ayıramadığımız. Hepimizin dilinde sabit bir cümle var oysa “ bu hayat geçici ve yalan dünya” acaba bu cümle sadece dilimizde mi? Kalbimize cidden nakşetmedik mi?
Bazı vedalar çok keskin ve bir daha dönüşü yok. Keşkesi yok. Ertesi yok. Bıraktığımız o eli bir daha tutamayabiliriz. Ertelediğimiz o görüşmeyi bir daha yapamayabiliriz. Bir daha sevdiğimizi söyleyemeyebiliriz. Varsa bir iç hesabımız onu yapamayabiliriz. Hayatta ki en acı imtihan “KEŞKE” ağırlığı yüreğe otururda kaldırmak kolay olmaz. Teselli sözcükleri fayda etmez.
Vakit varken…
Henüz geç olmadan….
Sevdiklerimize ve bizim için kıymetli olan insanlara vakit ayıralım. Hal hatır soralım. Bir bardak çay eşliğinde gönül alalım. Son pişmanlık neye yarar……