RTÜK’ün tüm yayıncıları uyaran yazısı sorunun geldiği boyutları bir kez daha göz önüne serdi. Bir şeyle yapılmalı. Ama kim yapacak? Nasıl yapacak?
Mevzu şiddeti özendiren yayınlar. RTÜK bugüne kadar birçok kez uyardı, ceza verdi ama değişen bir şey yok. Şiddet içeren yayınlar her geçen gün artıyor.
Toplumun geneli tarafından haberlerin takip edildiği bir saat var. Türkiye’de o saat aralığı artık ‘haber’ ile özdeşleşti. Hangi kanalı açarsan haber… ‘Ana Haber Bülteni’ denilen saat. 19.00-20.00 aralığı… İzleyiciyi başkasına kaptırmamak için bazı kanallar 15-20 dakika önceden haberlere başladı. Ana Haber Bülteni’nden önce yeni bir tür haber programı koydular. Tamamı gazetelerdeki ‘3.sayfa haberi’ olarak nitelendirilen türden. Ne var bu ön haber bülteninde? Şiddet var, eğlence var, magazin var… Tamamına yakını Whatsap hattından gelenlerle oluşturulmuş ilginç bir bülten.
İzleniyor mu? Evet izleniyor. Zaten onun için yayınlıyorlar. Ancak bir süzgeçten geçirilmesi gerekiyor. Her görüntü, izleniyor diye yayınlanmamalı. Bir filtre olmalı.
Reytingin para ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Reyting = para. Formül bu. Reytingin ne kadar yüksekse o kadar fazla reklam alıyorsunuz. Haber bülteninde ve program içeriklerinde tek kıstas reyting olursa, sonuç ta böyle oluyor. İnsanlar izliyorlar. Ancak aynı şekilde şikâyet de ediyorlar. RTÜK’e bu konuda gelen şikâyetlerin haddi hesabı yok. Ne yapıyor RTÜK? Elinde fazla argüman yok. Uyarıyor, para cezası yazıyor, nadirattan da program durdurma cezası veriyor. Ancak kanallar bu tür yayınlardan o kadar çok para kazanıyorlar ki, cezaları ödeyip yayınlara devam ediyorlar.
Bazen düşünmüyor değilim. Özel kanalların olmadığı, TRT’nin tek yayıncı olduğu zamanlar bundan iyi değil miydi, diye… Ama dünyanın gidiş istikametinin dışında olmak da mümkün değil. Bir şekilde bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyor.
Aslında; şiddetin, gayri meşru ilişkilerin, genel ahlak kaidelerine aykırı içeriklerin olmadığı yayınlar da izleniyor. Mesela TRT’de yayınlanan ‘Gönül Dağı’ dizisi. Yayınlandığı gün reyting rekorları kırıyor. Demek ki, düzgün yayınlar yapılarak da reyting sağlanabiliyor. Umarız kanallar örnek alırlar.
Garip gelebilir, ben tarih dizilerini de eleştiriyorum. Evet, hoşumuza gidiyor ama doğru değil. Dizinin başkahramanının hayatını oynadığı tarih şahsiyetinin ömrü boyunca öldürmediği kadar insanı bir bölümde öldürtüyorlar. Ve dolayısıyla çocuklarımız o tarihi şahsiyetleri yanlış tanıyorlar. Elbette dizi veya film olduğu için bir miktar abartı olacak. Ama bu kadar değil. İnanın, çok daha azı ile dahi biz o dizileri izletebiliriz. Tarih dizilerinin tutması üzerine art arda çekilmeye başlanan her dizi şiddette bir öncekinden daha ileri gitti. Olmaz, olmamalı….
Tüm bunların bir yansıması oluyor, haliyle… Sonra bir bakıyoruz toplumda şiddet almış başını gidiyor. Bugün şiddeti izleterek büyüttüğümüz çocuklar yarının büyükleri oluyorlar ve hayatlarına çocukluğundaki gördükleri ile yön veriyorlar.
Milletini, toplumunu, çocuklarını düşünen böyle yapmamalı. Yayıncılar yeni yayın döneminde bir prensip kararı almalı. Şiddetten reyting toplama yerine, erdemde reyting toplama ilkesi üzerinde uzlaşmalı.
Bu iş RTÜK’le, cezayla, uyarıyla olmaz. Bu iş istemekle olur. Bu iş iyi niyet ile olur. Bu iş gönül ile olur. Zor değil.