Bize Gidek
Kar yağmıştı,tüm köy ağır çekim bir hal almış bacadan tüten duman bile nazlanıyodu.Ramazan ayı zaten herkes nazlı olurdu analar hariç tabii onların görevleri buna imkan vermezdi.Sanki onlar oruç tutmuyordu sanki onlar can taşımıyordu.Birde eskiden Ramazan’da davet vardı ,davet deyince iki üç kişi değil ha 20-30 kişi olurdu.Aman şunu unutmayın bunu unutmayın ayıp olur gönül koyar diye diye odalar davetli ile dolar taşardı.Yer sofralarının üstüne tas tas hoşaflar, sahan sahan içli kufteler, ayranlı soğuk çorbalar ortak bir yeme sisteminde davetlilere ikram edilirdi.Daha ayrişmamıştık birdik beraberdik samimiydik yediğimiz taş olsa yine aynı tadı lezzeti alırdık.Ev sahibi ve keyveni Hatun u sofraya hükmeder eksikleri takip ederlerdi.
İyle içten Allah’ını seversen eccik daha doldurayim derlerdi ki davetli içtenliğin karşısında onure etmek için yerdi.Sofralar buram buram samimiyet kokardı.Diller hep dua ederdi Allah sofranıza bereket hanenize huzur versin,elinize kolunuza sağlık Allah razı olsun…
İftarı eden hemen tatlı bir telaş ile camiye koşardı,camiler çocuk sesinden geçilmezdi.Asma katta gıncalıp durur birbirinin ayağını gıdıklar kikir kikir gülme sesleri bazen İmamın sesini bastırirdi.Buyukler aralarda hersli hersli bakış atarlardı.Cami çıkışı Ağaların Bekir emmimin cızlavudunu saklayıp mehlik ederlerdi rahmetli çok hersliydi ortalığı inletirdi.Zaten herkesin ayakkabısı nerdeyse aynıydı kara lastikti,kiminin ki kırmızı iplikli kiminin ki â iplikli kiminin ki de raptiyeliydi.Herkes biribirine ille bize gidek diyi davet ederdi,herkes taksim olurdu muhabbetle çay için dağılırdi.
Gara lastiklere vurduğumuz belliliği kendimize vuramadık.Yitip gittik gaybolduk Dünya dönüyordu emme biz ondan hızlı döndük.Eskide kalma diyiler emme yenide yeni düzende ne tat var ne de tuz ,her şey var bolluk bereket çok ama içten bir Gr samimiyet olmayınca ötesini arama ,döşüne bir cıncık daş gibi oturup kalıyor.
Oruç gelince küsler barışırdı, tamam gidip özür vb dilenmezdi ama derlerdi ki bize gidek iftara öyle hanımdan falan da cekinmezlerdi ha nezaketsizlikten değil karı koca aynı düşüncedeydi.Bugün bir misafiri habersiz eve götürecek ne erkek ne de kabul edecek keyveni var zaten nasibine teslim olacak misafir de yok.Burda anlatmak istediğim görgü kuralları nezaket değil aman ha kafalar bulanmaya.Misafiri ağırlayan keyveniler örfü toreyi iyi bilirdi.
Misafir şerefti yük değildi.Sofralarda hep bir gap fazla idi.Bugun de tabiiki devam eden güzel hasletler var kökten bitirmedik şükür olsun sadece hepimiz biliyoruz ki usuller gâiedeler değişti.Eccik deşek hele sizde hak vereceksiniz.Konu komşu korunur gozetilir iftara yakın taslar ikram ile evlerden eve gider gelirdi.Mahallenin ihtiyarı hastası özel olarak gozetilirdi.Yani Ramazan dağa taşa sirayet ederdi.İlk taşı günahsız olan atsın desem şu an bize hangimiz atabilir ki hepimizin ecikte olsa gabahati vardır.Yoksa bizim krom tas melamin tabak bir komşuda olurdu saydım hepsi tamdı.Altlarida boyalı değildi demek ki artık karışmıyor çünkü bir yere gitmiyor.
Ne diyordum analar diyordum 20-30 kişilik samimiyetin zirve yaptığı yer sofraları kurardı.Bir bidon turşu korlardı hoşaf korlardı gara mercimekli pilav ya da eşgili sulu küfte yaparlardı.Emme eccik daha ye diyen tatlı diller vardı.Mesele yemek değildi mesele samimiyetti çok şükür o sofralarda hizmet ettim yumuş tuttum o günleri bol bol hâbeme azzık ettim.Ara ara yokluyom duruyor mu diye cılgalardan geçip veleplere vurup bir çal ın dibinde arıyorum ve arayacağım.Bencillik bu sofralarda barınamaz hep ortak bir sahan vardır.Son lokmayı birbirine bırakan bir görgü vardır.Buram buram kokan elbet yufa ekmek vardır emme o kokuyu çevreleyen taşa toprağa eşyaya havaya sinen bir memleket vardır.Çok uzak değil bir sohum ekmek için düştüğümüz gurbete,yeterki yaşatın gittiğiniz yerde de bu sofraları…
Ellaem her zaman sizi bekleyen bir çökelik dürümü vardır.Yavan olsun katığımız tek, gönülden gönüle tohma gibi ahan babaocaklarımız vardır.Kapıyı çalmadan aramadan sormadan gideceğiniz eşiğinden geçeceğiniz varıp diz kırıp oturacağınız sofralar vardır.Unutmayin ha yeryüzünde gecikmişligin ilacı yoktur…
-
Malatya’nın Tarihi Değerleri Seramikle Hayat Buluyor
-
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ KASIM AYI II. BİRLEŞİMİ YAPILDI
-
“Malatya’nın geleceği için ticaretin normale dönmesi çok önemli”
-
MALATYA’DA TRAFİK GÜVENLİĞİ İÇİN 920 BİN METRE YOL ÇİZGİ ÇALIŞMASI YAPILDI
-
Battalgazi Belediyesi’nden Vize Haftasında Öğrencilere Sıcak Çorba İkramı
-
Akçadağ Güzyurdu Vestel Erdi Canbay İlk ve Ortaokulu’nun Açılışı Gerçekleştirildi