Düğüne davetliler geldikçe gündüz elinde Albayrak ile bir nida duyulurdu. İreşgına pireşgına Kabede yatan nur eşgına diyelim Allah Allah bir Allah(düzeltme yorumla yapabilirsiniz sürçi lisan ettikse affola)Ve karşılama ekibi bayraktarın önderliğinde gelen her davetliyi karşılar davulnan zurnaynan…Her davetli özel ve mühimdi düğüne şeref verirdi.
Çocukluğuma denk gelen ve çoğu düğüne gidememem nedeniyle Hannoğlu dayıyı az tanıdım.Düğünlerin ganberiydi olmazsa olmazdı.Bıçak oyunu meşhurdu birde türküsü “Hanım gızlar gızlar, canım gızlar gızlar” Düğüne zenginlik içerik katar ,tek başına savardı.
Düğün ve Hannoğlu demişken aklımda galdıgınca ve harflere gücüm yettiğince ecik düğünlerden bahsedeyim. Hemide yaldızlı kağıtlara süslü boş cümlelerle yazılan soğuk davetiyelere inat…Böön bu yazıynan ohuntu dağıtacağım okuyan yazımıza şeref veren misafirlere. Kimine bir çorap kimine çay bardağı kimine bir el sabunu dağıtarak geçmişin izinde 2021’in ilk gününde hapis olmuş hayatlara bir düğün kuracağım hayal dünyasında…
Düğün öncesi gurulur toy iş bölümü organizasyon akışı istişare edilir.Düğünü yönetecek koordinatör düğün kâ si, Bayraktar, aşçı, gayfeci vb iş bölümleri belirlenir. Düğün sahibi asla düğüne garışmaz artık onun tek işi misafirleriyle ilgilenmektir. Düğün kâ si onun yerine tüm işleri organize eder. Ayrıca düğünler Cuma’dan pazara sürdüğü için gelin pazar günü geldiğinden hediyeler önden düğün kâ sine teslim edilir. Hâlât derler adına, köydeki en güzel imece yardımlaşma örneğidir. Herkes gücü gader destek olur kimin ne verdiğini düğün sahibi ve düğün kâ si harici bilmez. Bu bir zarafettir. Düğün öncesi konu komşu yufa ekmek için tandırı gurar düğün ekmani bişirir, sac ile ahtaraç buluştukca düğünün gohusu pacadan yayılırdı.
Herkes evinden grom gapgacak verirdi öndüç düğün evine garışmasın diyi altları boyanırdı. Hazır köpüklü tabaklara plastik gaşıklara gala galdık.Vahtıhan gapgacaga vurulan belliliği bize az vurmuşlar siliniyoruz, aha şimdi garıştık birbirimizi bulamıyıh. Halaylar çekilirdi ve o zamanki adamlar birer adabı muaşeret kitabıydı. Oynaması oturması gahması birer kitaptı.Düğüne saygı vardı herkes o düğünü sahiplenir Di. Düğünler vardı bir halay kuruluşu bir devlet kuruluşu gibi olan iki kişiyle başlayıp yüzlerce elin zincirine ulaşan…Birlikti dirlikti neşeliydi, ahşam olunca er meydanıydı zıpkın deliganlıların toris oyunuydu göremedim emme turranın oynandığı panayır alanıydı.Bıyıkboğazlı Garaali dayının tek kişilik mehlikleri oyunları tadına doyulmazdı.Gadir abinin galeden galeye Şahin uçurduğu ah ile vah ile ömür geçirdiği türkü sözleriydi.Gençlerin herkesin sevdiğine attığı naralardı.Her düğün yeni düğünlerin temeliydi.İşten güçten ve de nezaketten gençler ancak düğünlerde görürdü birbirini,analar kız bakardı oğullarına. Oğullar halayda bir bellilik ederdi adaylara…
Köyün bir şalvarı bir a mintanı varmış her damat bununan güvea olmuş derlerdi.Eskiyi anadırdı bibim hoşuma giderdi.Kagıt davetiye gelince gızardı “aneaaaa bu çıhtı şimdi anam bir sabun ohuntu gelirdi elimizi yurduk bu kâet sobuyu bile dutuşturmaz derdi.
Cuma namazı sonrası bayrak dikimi başlar pazar öğlende gelin inince tören biterdi. Garipti gelin düğününü göremezdi.Cumartesi kına olurdu ,kınaya önden sâlıhçı denilen haberci giderdi kınacılar geliyor diye haber veren…Emme işi zordu kız evi anlayıp yakalarsa damdan atar ahmuna basar, yüzüne kosea çalar türlü türlü sıkıntıya sokarlardı. Tabii ki oyun olarak…Kız evinin verdiği aynayı damada bu çektiği sıkıntılar karşılığı yuksek fiyata satardı…
Traktörlere çeyiz yüklenirdi gelen eşyalar deftere yazılırdı. Sandığa uyanık biri oturur düğün kâ sinin nefesini keserdi pazarlık ede ede…Kuşak bağlanır gelin helallik alır ,dualar okunur tekbirler eşliğinde gelin düğün alayına katılır, kız evi ağlar gelin ağlar ,ağlar ve gider. Seamen yola düzülür neşeyle silahlar ata ata, bir çalı çekilmiş yola başında uşahlar seamen yolu isterler. Zarflar uzatılır çalılar gül bahçesi olur. Gelin iner düğün evine açılmaz gapılar düğün kâ si açtırır ,yemek gazanı açılmaz gapak galdırır Keyveni damadı ister. Hepsi birer örf adet yaşatılması gerekir.
Gaynana bereket ister ,ağız tadı ister ,bolluk ister, torun ister. Bunu bir çıhıda simgeler buğday şeker para karışımını yüksekten elini daldırıp gelinin üstüne serper. Çocuklar şeker para için birbirini yer,ortalık karışık ve gelenekler çok şık. Her bir detayın yazılıp yaşatılması gerekir.
Günümüzde Kuluncak için bana sorulsa en beğendiğin yanı nedir diye, her yerde anlatırım. Kuluncak düğünde cenazede çok yiğit, bu iki insani olayda hala töresine sahip çıkar.İllaki değişim var olacakta ama her şeye rağmen sahiplenir elini taşın altına koyar. Ve de daha çok koymak zorundayız, derlenmek zorundayız.Bu bizim bu topraklara şeref borcumuz.
Attım savurdum tüm sızılarımı ayrılmadı boyraz vurmadı. Bekleyeceksin sabredeceksin dediler. Ters yel vurdukça vazgeçmeyeceksin, peyiğindeki ekmek gırıntısını dökmeyeceksin, pâelerindeki geçmişini iyi belleyeceksin…belleteceksin…
Geçmiş mi asla geçmemiş…Bir iz bir bellilik bulunca uzatır seni boylu boyunca.
-
Malatya’da ‘ 6 Şubat depremi sonrası Malatya’nın demografik ve psikososyal yapısı’ konulu panel düzenlendi.
-
Vali Seddar Yavuz Rezerv ve Kentsel Dönüşüm Alanlarında İncelemelerde Bulundu.
-
MESOB Başkanı Şevket Keskin’den Arguvan ve Arapgir Ziyareti
-
Demiryolu Geçitlerindeki Trafik Kazalarının Önlenmesi ve Denetlenmesi
-
Sadıkoğlu: “Depremler, inşaatlar ve göç devam ederken mücbir sebep sona ermemeli”
-
İlimizde Tarım Sektöründe Deprem Süreci ve Sonrası Yapılan Çalışmalar