MENÜ
11° Parçalı az bulutlu

“Covid-19 Ne Zaman Bitecek”

Sağlık - 04/01/2021 13:26 A A



Malatya İnönü üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Genç, Çin hükümetinin demokratik olamayan tutumlarından dolayı getirilen aşılara güvenin azaldığına dikkat çekerek, ancak aşının yaptırılması gerektiğini söyledi.
İnönü Üniversitesi Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında “Bir Halk Sağlığı Sorunu Olan Covid-19 Ne Zaman Bitecek” semineri çevrim içi olarak gerçekleştirildi. ‘Bir Halk Sağlığı Sorunu Olan Covid-19 Ne Zaman Bitecek?’ seminerine konuşmacı olarak katılan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Genç,Covid-19’un yayılmaya başladığında çoğu bilim adamı tarafından virüsün yaz aylarında biteceğini düşüncesinin olduğunu ancak durumun böyle olmadığını belirtti. Genç, Haziran – Temmuz aylarına kadar da virüsün bitmesinin güç olduğunu ancak Türkiye’nin şimdiki durumunun iyiye gittiğini vurguladı. Aşıların devreye girmesiyle daha da iyiye gideceğinin altını çizen Genç, Türkiye’ye getirilen Çin aşısı ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Çin hükümetinin demokratik olamayan tutumlarından dolayı getirilen aşılara güvenin azaldığına dikkat çeken Genç, ancak aşının yaptırılması gerektiğini söyledi. Covid-19 enfeksiyonu ile ilgili çeşitli komplo teorilerinin ortaya atıldığını bildiren Genç, solunum yoluyla bulaşan bu boyutta bir hastalığın ilk defa olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Solunum yoluyla bulaşan bu boyutta bir hastalık ilk defa ortaya çıkıyor. Bu boyuttaki başka bir salgın ise İspanyol Gribidir. Sadece İspanyada değil Amerika Birleşik Devletlerinde, Avustralya’da İngiltere’de dünyanın pek çok yerinde yayılmıştır. 50 milyon insanın öldüğü tahmin ediliyor. 20. yy başında böyle bir virüsün sadece ülkeler arası insan hareketleri gemilerle yapılabiliyordu. Böyle bir çağda bu derece insan öldüğüne göre günümüzde insan hareketliliğin daha fazla olduğu hava yolu, gemi taşımacılığı ve karayolu yolculuğu vasıtasıyla yayılım gösterdiği bilinmektedir.”
Covid-19’un Türkiye’ye girişine dair bir takım teorilerin mevcut olduğunu dile getiren Genç, “Doğu Anadolu’daki karayolu ticareti ile ülkeye girmiş olabileceği gibi umre ziyaretinden dönenlerin de getirmiş olabileceği varsayımlar arasındadır” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Genç, ülkelerin aldığı kısıtlama önlemlerinin aynı olmadığını ve her ülkenin kendine göre önlemler aldığına dikkat çekti. Genç, “Bu kısıtlamaları iki ana başlık altında toplamak lazım. Birincisi, katı kısıtlama uygulayan ve tam kısıtlama uygulayan ülkeler, ikincisi sınırlı kısıtlamalar uygulayan ülkeler. Bizim ülkemiz işin başından bu yana sınırlı kısıtlama uygulayan ülkelerden bir tanesidir. Hafta sonları tam kapanma gerçekleştirse de hafta içleri tam kapanma gerçekleştirmedi. Başka ülkelere baktığımızda farklı uygulamalar görüyoruz. Tam kapanma uygulayan ülkeler var, uygulamayan ülkeler var. Bir de üçüncü grup olan uygulamak isteyip de uygulayamayan ülkeler grubuna kendi ülkemizi de buna dahil ediyorum” şeklinde konuştu. Genç, ölüm olanları ile zirvede olan ülkeleri sıraladı ve sadece devletlerin aldığı önlemlerin yeterli olmadığının ve virüsü etkileyen farklı faktörlerin olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“ABD Covid-19 yüzünden ölenlerin sayısı 262 bin ile birinci sırada yer alıyor. Brezilya 171 bin ile ikinci sırada, Hindistan 135 Bin ile üçüncü sırada ve dördüncü sırada Meksika 104 Bin ile yer almaktadır. Bundan sorasında çok ilginç bir durum vardır. İngiltere 57 bin, İtalya 52 bin, Fransa 50 bin, İspanya 44 bin can kaybı yaşanmış. Yani bunlar gelişmiş batı ülkeleri her türlü mali desteği de veriyorlar. Tam kapanmayı da sağlıyorlar. Ama ölümlere yine engel olamıyorlar. Dolayısıyla burada bu hastalıkta sadece devletlerin önlem alması, mali destek sağlaması yetmiyor başka faktörler de var. Esasında bu hastalıkla ilgili tam bilgiye de sahip değiliz.”
Bir aile içerisinde tek kişide virüsün tespit edildiğini ancak diğer aile üyelerinde virüse rastlanmadığını da parmak basan Genç, hastalığı atlatma şiddetinin kişinin sağlıklı beslenmesi, vücudun genel sağlık durumuna, kronik rahatsızlıklarına ve direncine göre değiştiğinin altını çizdi.

“Koroner hastalığı olanlar dikkat”
Covid-19’un ilk belirtilerinin ateş, öksürük ve nefes darlığı olduğunun ancak ilerleyen süreçte farklı belirtilerin ortaya çıktığına değinen Genç, yoğun bakımda kalan hastaların akciğerlerinin eridiğini söyledi ve şöyle devam etti:
“Bu hastalık en çok akciğerleri tutuyor. Ama en ağır seyredenler koroner kalp hastalığı olanlardır. Onlarda ölüm oranı daha yüksektir. Kronik akciğer hastalığı olan vakalar ile koroner kalp hastalığı olanlar daha fazla ölüyorlar. Yani ölümün altında yatan nedir? Covid-19 hastalığı ilk çıktığı zaman öksürük, ateş, nefes darlığı üç ana belirti olarak bu ortaya kondu. Sonra başka belirtiler ortaya çıktı. Bunlar koku ve tat alma bozukluğu, eklem ağrıları, çok şiddetli bel, diz ve baş ağrısı. Bazı insanlar yoğun bakımlık oldular ve bunların akciğerlerine bakıldığında bunların akciğerlerinin söndüğü, eridiği görülüyordu. Şimdi beyin ve damalarla ile ilgili belirtileri olan kişiler incelendiğinde bu hastalık bazılarında hafif seyrediyor ama damar sistemini tutuyorsa öldürücü oluyor.”
Genç, hastalığın bulaşıcılığı ile ilgili şunları söyledi:
“Bu hastalığın bulaşıcılığı ile ilgili bir terim ortaya atıldı “R0” bulaştırıcılık katsayı bu aslında şu demek bir kişi kaç kişiyi hasta ediyor. Covid-19 ile ilgili genellikle geometrik artıyor denildi. Aslında geometrik artmıyor. Geometrik artıyor dememiz için bir kişi iki kişiyi hasta edecek. İki kişinin her biri iki kişiyi hasta edecek. Bu şekilde artması geometriktir. R0 ise geometrik artış gibi değil özel bir hesaplama tekniği var onunla ortaya çıkıyor. R0 ikinin üstüne çıkınca hızlı yayılıyor. Hastalığın yayılması kalabalık ortamlarda damlacık yoluyla oluyor.”
Prof. Dr. Genç önerilen 1,5-2 metre mesafenin sosyal hayatta korunmasının güç olduğunu belirterek, toplu taşıma araçlarında bu yoğunluğun azalması için valiliklerin mesai saatlerini değiştirmesi ile hem mesafe hem de kalabalığın azaldığını söyledi. Genç, Covid-19 virüsünde etkili olan kolonya ve dezenfektanlar ile önlemler alındığını söyledi ve kamu binalarının girişleri ile Alışveriş Merkezlerinde içeri alımlarda Hayat Eve Sığar (HES) kodunun kişinin sağlık durumu hakkında bilgi verdiğini ifade etti.
Prof. Dr. Genç, virüse özgü tedavinin olmadığını ancak hastalığın tedavisinin olduğuna vurgu yaptı ve şunları söyledi:
“Bazı uzmanlar televizyonlara çıkıp bu hastalığın tedavisi yok diyor. Bu hastalığın virüse özgü tedavisi yok ama bu hastalığın tedavisi var. Yoksa yoğun bakımda yatırılan hastalara bir tedavi yapılıyor. Tedavisi yoktu demek bir bakıma tıbbın elinden bir şey gelmiyor ölümlerden ölüm beğen gibi bir psikoloji oluşturur insana, halbuki durum böyle değildir. Neticede bazı ilaçlar var ve etkililer. Peki insanlar neden ölüyor derseniz bu insanların Vasküler iltihabı aniden ilerler. Bu da her insanda aynı değildir. Bazı insanların ne yazık ki vasküler iltihaba genetik yatkınlığı vardır. Bunlarda vasüllükler ağır seyrediyor ve ölümcül oluyor.”

Sağlık - 13:26 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.