MENÜ
-3° Hafif kar yağışlı

“Araç değişikliği yaptık amaç aynı”

Siyaset - 16/01/2021 14:33 A A



2019 yılında Arapgir halkının teveccühü ile tekrar belediye başkanı seçilen Haluk Cömertoğlu ile Arapgir’de seçimler sonrası yaşananları konuştuk.

AK Parti’den CHP’ye geçişini ben sadece araç değişikliği yaptım amaç aynı diye yorumlayan Başkan Cömertoğlu “İşinde çok iyi olduklarını düşünen yetersiz kişiler Malatya için söylüyorum bunu genelden özele indim bunlar siyasetçiye dayanmış sermaye güçleri ve siyasetçiler kendilerini ve yaptıklarını övmekten her işte öne çıkmaktan ve yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymuyorlar ve duymazlarda zaten.” dedi.

2019 yerel seçimlerinde halkın istek ve teveccühü doğrultusunda bir karar verdik. Bu kararımız araç değişikliğiydi amaç değişikliği değildi. 10 Yıl boyunca AK Parti’de Belediye Başkanı olarak bölgeye ve Arapgir’e hizmet etmeye Türkiye’nin öncelikleri doğrultusunda fırsatlar oluşturmaya çalıştık. Tabi bu halkımız nezdinde de karşılık bulmuş olacak ki bizi bırakmadı ve Cumhuriyet Halk Partisinin yoğun teklif ve çağrıları sonucu kararımızı o yönde verdik. Bu karar zor bir karardı çünkü benim için araç değişikliğiydi ama birilerinin Türkiye’de parti yönetimiyle artık iktidar olma, partiler üzerinden başkan olma, partiler üzerinden vekil olma alışkanlığı her yere nüfuz etmişti hatta bazı dilden dile gezen AK Parti dışında kimsenin kazanma şansı yok geleneksel bir tabir vardır semerini bile koysanız hesabı yapanlar o gün hüsrana uğradılar.

“BİZ DURUŞUMUZU HİÇ BOZMADIK”

Biz duruşumuzu bozmadık çünkü bizim bir Devlet geleneğimiz var Arapgir Devletlerin kurulduğu, Beylerin yetiştiği, Paşaların nam saldığı, İlim irfan ve medrese kültürüyle bugünlere ulaşmış Cumhuriyeti kurmuş, Cumhuriyetin kurulduğu günden bugüne de her alanda insan kaynaklarını her yerde Devlet kültürüyle tutabilmiş hizmet edebilmiş bir geleneğin adıdır. “Geçmişten Geleceğe Gelenekten Geleceğe” stratejisi olan bir yerleşim bölgesi. Roma döneminde bölgenin en önemli eyaletlerinden birisi ve 12. Derbent dediğimiz merkez. Biz burada 10 yıl geleneği ihmal etmeden geleceği inşa etme adına bir üstlenmiştik ve bunu imkânlar neticesinde elimizden geleni yaptık.

AK Parti iktidarı döneminde aldığımız, almak isteyip de alamadığımız (hem politik hem ayak oyunlarıyla) birçok konu var fakat 31 Mart 2019 tarihinde Arapgir’de olmamış bir şey oldu araç değişikliği amacı aynı olan insanlar için karşılık buldu. 1950 yılından bu yana CHP iktidarının olmadığı bir yerde Cumhuriyet Halk Partisinin belediyeciliği ve hizmet edebileceği bir alana döndü.

“KAMU ŞUANDA YIKMAKLA MEŞGUL”

Kamu, yatırımları şuanda yıkmakla meşgul şuanda. Arapgir’de ki Meslek Lisesi başta olmak üzere ya kapatıyor ya da yıkıyor, yenisini yapma geleneği bitti ve sadece intikam alma geleneği var. Tüm bunlara rağmen bizim Devlete ait olan anlayışımızı hiç değiştirmedik. Çünkü biz kamu görevi yapıyor insanların ortak kulluk haklarını yönetiyoruz. Partiler bizi yönetmiyor bize fırsat sunup imkân oluşturuyorlar.

“KIRSAL GÖÇE ZORLANMAYA BAŞLADI”

Bizler Arapgir olarak Türkiye’de farklı model üzerinde ciddi çalışmalar yaptık. Kırsal kalkınma modellemesini yerel kalkınma olarak 10 yıl boyunca tabiri caizse dantel gibi işledik. Ama gelinen noktada hem kamu kaynaklarının hoyratça kullanılmış ve verimli olmayan, ikili ilişkilerde çıkar sağlayan sistemlerden dolayı kalmamış olması. 2020 başlangıcı yani seçim sonrası başlayan salgın hastalık bahanesi oldu ve depremlerle de birlikte bütün kurumlar kendisini sahadan çekti imkân yok diyerek mazeret üretilmeye başlandı ki büyükşehirde bunlardan birisi ve yasal boşluklar, tanımsızlıklar kırsalı tamamen göçe zorlamaya başladı ki göç kaçınılmaz sonuç şuanda.

“2019 SAYIŞTAY RAPORLARI”

Bütünşehir mi Büyükşehir mi olunacak sorusunu sormak en güzeli burada 2019 Sayıştay raporuna şöyle bakacak olursa Türkiye’de 64.004.802 30 büyükşehir de yaşamaktadır. Bu da 83.154.997 kişilik ülke nüfusunun % 76,97’sinin büyükşehirlerde yaşadığı sonucunu çıkarmaktadır.

Büyükşehirlerde yaşayan insan sayısı her yıl biraz daha artmaktadır.

Sayıştay raporları şu şekilde sıralıyor.

 

2019 yılında Türkiye Büyükşehir Belediyelerinin harcamalarının toplamı 59,5 milyar TL dir. Bunun sadece 19,6 milyar TL. si yatırıma gitmiştir ki, bu da BŞB içinde yatırım harcamalarının bütçe de ki ağırlığının % 33 olduğunu göstermektedir.

Yukarı da büyükşehir belediyeleri sermaye giderlerine odaklanmış olan tablo incelendiğinde Türkiye’de büyükşehirlerde, kişi başına düşen sermaye harcamasının ortalamasının 307 TL olduğu görülmektedir. Ancak Malatya’ya baktığımızda kişi başına düşen gelir 3’de 1 seviyesinde.

“MALATYA’DA HASAMET SİYASETÇİLİĞİ VAR”

Malatya’da sadece hamaset var çevreyolu yapıyoruz falan yapıyoruz yapılmadık yer kalmadı. Malatya’nın yansıyan yüzü Sayıştay raporlarında ortada. Ben hamaset yapmam CHP’nin şahsiyetli bir belediye başkanı olarak hiçbir zaman suç unsuru oluşturacak işin içinde olmam, olmadım, olmayacağımda devlet karşıtlarının yanında olmadım olmayacağız. Ama sonuçta bu devletin ayıbıdır kamuyu yöneten ve yağmalayanların büyük bir handikabıdır. 5 vilayeti sürekli yatırımlarla ön planda tutup göçü özendiren ve orada ki götürü ve sarmal sistemini devam ettiren bir sistemle baş başayız.

Vay be en alt ile en üst arası yani kayyım yönetiminde ki Diyarbakır ile İstanbul Erzurum’a baktığımızda 17 kat fark ediyor. İnsana dokunma olayında ki ayrım burada başlıyor.

Bu belediyeler bütçelerini hoyratlıkla kullanıyor. Büyükşehir bütçeleri 2019 da 59,5 milyar bunun 19.6 milyarı sermaye harcaması diye yani kente çarpan etkisi oluşturacak kalıcı çalışmalarla yani altyapı ve halkın ortak kullanacağı yerlere harcanabilmiş. 2019 önceki yıllarında altında kalıyor. 2020 yılında yüzde 10 net bütçe ve yatırım düşmesi var. Yüzde 10 ne ifade ediyor bunu vatandaş sokakta görüyor.

Kayyım atandığı yerde Devlet yatırım yapıyor deniliyor ki 2 şehir son sırada.

Bir analiz:

ABD’de bir kriz var ve bu krizin hamaset ile ortaya çıktı…

ABD Cornell University’de görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in, “Cahil cesareti” olarak tanımladıkları veride “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” diyor.

Bizde de bu etkiyi anlatan çok güzel deyim ve atasözleri mevcut. Mesela “cahil cüretkar olur kendini alim sanır” demiş atalarımız ya da “boş başak dik durur dolu başak eğik durur” demişler.

Peki ne gibi sonuçlara ulaşmış bu psikologlar?

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

-Nitelikleri, eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

İşinde çok iyi olduklarını düşünen yetersiz kişiler Malatya için söylüyorum bunu genelden özele indim bunlar siyasetçiye dayanmış sermaye güçleri ve siyasetçiler kendilerini ve yaptıklarını övmekten her işte öne çıkmaktan ve yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymuyorlar ve duymazlarda zaten.

Dünyanın sorununu Akıllılar hep kuşku içinde yaşıyorlar, Aptalların ve niteliksiz kişilerinde küstahça kendilerinden emin olmaları bu işi daha da hızlandırıyor. Burada söyleyeceğim şey Saygı en önemli değerdir.

“SAYGI”

Neden değerdir Saygı, geçmişine saygı, devletine saygı, kaynağına saygı, kul hakkına saygı, emanetine saygı ve bu konuda yaşadığı coğrafyanın ve yaşayan bedeninin kendisine saygı çok önemlidir. Onun için en önemli değer Saygı ve güvendir.

Siyaset - 14:33 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.