Bir Püsküt Tadında!
Ve nihayet öğleye kadar oruç tutmuş onu da emmime satmıştım. Ögleye kadar tuttuğum orucu yarı fiyatına verip alacağım 50 kuruşun çocuksu mutluluğunu latifede olsa bize öğreten özendiren o nesil geçti getti eyvah!
Hacı Ramazan dayının tukaninda bir spor ayakkabı görmüştüm. Beyaz fıstık yeşili renklerde iyle hoşuma getti ki , ayağımdaki gara lastiğin yanında abboo nadar gozel duruyordu. Varip gelip bakıyorum hayalinen yatıp gahiyorum.50 kuruştan 30 gün öğleye gader oruç tutsam o ayakkabınin tekini alamazdim emme ben direniyidim. Niyse eccik eccik derkene arefe günü geldi çattı benim ayakkabı satıldı mi diyi her gün varıp yohluyum. Renkli ya garalastigin içinde cıncık gibi ışılıyidi.Herkesin bir bayramlık alışverişi var kimi pontul kimi gazak kimi ayakkabı almış.Bizde hec hareket yok 13 gardaşık baba imam durum belli biri alsa biri galiyi ben nizanin guyrugundan tuttum.Bir hay kestim zırıl zırıl zırliyorum ağlama ki ne ağlama en son babam bana iyi bir kötek attı.1 milyonum var elimde hıçkırıklar göz yaşına karışanda bir yol anam bastı bağrına tamam zamburun dinmedi yeter ey ey dedi. Cici bibim senin bu hersin ne ula yeter tamam ben alacağım gel dedi. Her zaman olduğu gibi kıyamadı Yakub abin bayram harçlığı yollamış size dedi. İyle mutlu oldum iyle sevindim parayı aldım meşetgayadan aşşagi sâhı bir tiyara gibi süzülürek uçtum. Vardim gondum Hacı Ramazan dayinin tükenine zıpladim aldım raftan şiyle gözünün alttan baktı hayırdır nidiyin der gibi,parayı goydum fite tenekesinin üstüne ,geldi yardım etti geydirdi. Dedim bu iyi oldu poşete goyup verdi.Gerisin geri garaca dayının memmedo emminin tükenin önünden eâri mestgayaya tiyara havasında gondum.Gozlerim ışıl ışıl hislerim duygulu anama emanet ettim. Vardim bibime bir yarenlik ettim işini gördüm.Hislerimi tercüme edemedim emme belirttim. Bibim çileli günlerin içinde direnen bir gardelen gibi acıyı zorluğu yokluğu iliklerine dek çekmiş özü sözü bir dışı sert ama galbi hiç giyamaz cinsten nevi şahsına münhasır hatundu. Hic eli boş geçmez çoluk çocuğa daim hediyesi vardı. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun…
Babam almamıştı ayakkabıyı ama bugün iyiki almamış diyorum, bana bir ömür geçmeyecek her yeni bir şey
aldığımda mutlu olabileceğim İCİMDEKİ ÇOCUKLUĞUN sevincini ekmisti. Bazen almamak gerekir alamamak farklı şeydir. Bugun anlıyorum ki babam o ayakkabıyı alabilirmiş ama diğer kardeşlerime de adil olabilmek için bir ders vermek için beni kırmışti. En küçüğümuz liseye gidene dek TV almayarak bize ne iyilik etmiş nasıl bir dolu dolu üretken anlamlı çocukluk yaşamamıza sebep olmuş. Anilar biriktirmiş bize aile içi iletişim dersi vermiş oysa. Anacim Hayberin fethini anlatırken bize gerçek destanlar ile zamanı ilmek ilmek dokumuş.
Ellez dayının tükene getmiştik bayram alışverişi için bibimle, içeride her bişi vardı. Gutu gutu püsküüt ,şeker, gofret, lohum vardı. Çocuktum bana yarayışlı olan öteberileri gözüm görürdü. Oysa top top kumaştan ,kepkepi çiviye dek nâdar öteberi vardı. Hemide nohut gaysı zamanına yazılan veresiye defterinin yarı suskun yaprak geçişlerinin mahcubiyetinde…
Sonra eve gelirdik eşşean hâbeleri dolu üstünde bir yamalı çente ben terkisinde ,sahı bir düğün alayı bir konvoy gibi mahallenin tüm uşah devşeği peşimizde çığırtılar kızılgününden yankı olup dönerken bir finger püsküt gutusu açılır her şey susardı. Püsküt konuşurdu kiminin gözünde kiminin yüzünde kiminin yutkunuşunda…
Yohluh günlerimin sesi sedası çıkmazken şimdi cibelmiş mısmıl durmuyor çunduruyor.Bulursa geçmişte bir iz peşine veriyor gidiyor ,şuğuldan düşer gibi, garatepeden yuvalanır gibi ,tohmada boğulur gibi sılcanlara çarpınır gibi geri geliyi, yosa çoh gezdirirdim harflerin arasında ,kelimelere çatar cümlelere gatar yorardım. Düşüncelerim yoruldu artık bu nasıl bir zaman ,kelimelerim verem oldu harflerim kan ağlıyor. Cümlelerim heç atmıyor durdu duracak bu bayram mı diyor? Bizi zorla beyaz sayfalara yazıp geçmişin bembeyaz sayfasını kirletme dercesine…Beyaz yeşil spor ayakkabımin başucumda benle yattığı, bayram sabahlarina elleri kınalı çocuk olarak uyandığı ,gopa gopa camiye giden bayram sabahlarina hasret kalacağız. Baltaci Memmed abi Kuluncak Ankara hattı açmış yolcu taşırmış. Kibrit kutusu Iveco ile 302 havasında ikram verirlermiş. Muavin oğlu Niyazi imiş çay servisi yapanda deyze uyurkene deyze deyze gah çay icecen demiş bir iki yol… Baltacı emmi bunu dikiz aynasından görüp 8 köşe kasketiyle
-Niyazi icmiyse zorlama demiş ☺️bu bir atasözü oldu.
Zorlamanın anlamı yok eski biz de eski bayramda olmayacak bari direnelim , kalbimizi temiz tutarak….
-
“Güvenli Ellerle Bilinçli Ebeveynlik” Projesi
-
PROF. DR. MEHMET ÖZGER İLE “HAYATA ŞİİRLE BAKMAK” SÖYLEŞİSİ MALATYA’DA GERÇEKLEŞTİ
-
‘İÇLİ KÖFTE’ YEMEK YARIŞMASININ HAZIRLIKLARI TAMAMLANDI, 93 KİŞİ KAYIT YAPTIRDI
-
Kanalboyu’nda Geçici Çarşıya Kalıcı Çözümler
-
Vali Seddar Yavuz İkizce TOKİ’ de İncelemelerde Bulundu
-
Mücbir sebepte son 9 gün