ÇUNMAK
Satırlara yazsan da hesaba gelmez yıllar… Biz yine yazıp çızalım, pâlerde eşinelim, bir iki merteğe bel verelim. Arıstakları yıkılmış, bir ev dahi kalmamış elin pâlerinde bir ardıç hezen dahi yok sobaya odun olmuş ya da Dalda’nın fırınına ataş… Dalda’nın fırınında ataş olmuşsa eyidir; en azından zabaanan iki üç çüt lafa eşlik etmiştir. Gurbetçilerin sabah çayına ekmek pişirmiştir.
Batal oldu kerpiç evler, hikâye oldu tahadaki üstüunlu ile kınalı şekerler. Ev ev gezerdik bayram sabahları; ayırmazdık kimseleri, çocuktuk daha bilmezdik küsmeyi, bilmezdik hasetliği, kul hakkı yemeyi, komşuya kötülüğü, gubarıp insanı hor görmeyi… Bilmezdik hısım akrabaya yüz çevirmeyi, sınır davalarının mal mülk çekişmelerinin fesatlığını… Büyüdük büyüdük büyüyünce bildik hep gardaş. Uşakken hepimiz aynıydık emme hatırlıyorum zihnim berrak, bu iş büyüme ile ilgili değil yok yok… Aha bildim! Eke adamlar zabaanan beşli altılı galabalık galabalık gezerlerdi. Hatta evlere oturmadan keyveninin içli köftesini, sarmasını, kömbesini yemeden kalkmazlardı. Kim yiyecekti o gader ikramı? Keyveniler iki gün hazırlık ederdi.
Adamlar bilirdim tok ama ev sahibine hürmetten bir gaşık alan, sammiyetin sufralarına bağdaş kuran, uşak devşekaç bırakmayan, muhabbetin bağında herkese samimşyet bahşeden; az da olsa ye Allah’ı seversen diye ikramına izzet ekleyen ecdadın mertekleri ateş, kerpiçleri pâ oldu.
Çundurup duruyor beni bu çocukluğum, bilmiyor herkes artık her şey çok farklı. Eskiden fakirdik, gariptik, birbirimize muhtaçtık, birimiz olmazsa eksik kalırdık. Sonra traktör çoğaldı, bankalara hesaplar açıldı. Ellez Köse ile Hacı Ramazan Dayı’nın dükkânlarını üç harfli marketler aldı. Kimsenin kimseye eyvallahı kalmadı, refah seviyesi yükseldi. Gutbetçilerin muhabbeti ev, araba… Köydekilerin hesabı da ev, arabaya dönende artık köy de bize gurbet oldu. Bir de araya parti, seçim muhabbetleri eklenince mührü oy kâğıdına değil de gönül pınarına vurduk, kuruttuk ve unuttuk. “Bize gidek bizde yiyek öğlen ekmeğini” davetleri oğrun oğrun kaçışlara terk edildi. Çorak su içtikçe doymadık, kana kana su içtiğimiz punarların örfünü, töresini kaybettik. Eccik konuyu değişince de “ula o eskidendi” dendi. Eskidendi emme bizi bu hallere koyan, dertten derde salan, gurbete hüzün olan hasret olan, ayrıştıran, samimiyetin güzelliğinden uzaklaştıran; emmi dayıdan, konu komşudan kaçan, büyük küçük bilmeyen topluma çeviren; nezaketi, ikramı, hürmeti kesen kanaatti. Kanaat edip bahsedilene razı gelemedik. Daha iyisi hep daha iyisi için terkederken kaybolduk, bulamıyoruz bulamayacağız hep arada kalacağız. Avusta durup kapılarda yalandan ayıp olmaya diye bir şekeri dahi almadan ayrılacağız. Oysa aynı adam taa Köydere’den, Yunnuk’tan, Kaymaz’dan, Kanlıarmut’tan gelip şeker toplardı.
Karalastiğin kirtişini berkidip anılarda gez kapı kapı. Yoksa sen seni bulamazsın, izbelerde kaybolursun ellaam. Lollaç Ebe’nin kınalı şekerinde ya da Sabile Ebe’nin tut kurusunda bulursun. Irbık ile kirtik aha, sulukta yu tüm kirini; appakkirtik gibi olsun ruhun. Yoksa elinden tutmaz çocukluğun.
Çunmak: İmrenmek heves etmek
Pâ: Yıkılmış viran olmuş yapı kalıntısı.
Mertek: yapıda kullanılan, dört köşe ya da yuvarlak, uzun ve kalınca ağaç.
Hezen: damı toprak evlerde kirişin üzerine dikine konulan kalın ve büyük ağaç.
Arıstak: Tavan
Zabaanan: sabah
Çüt: çift sürmek
Batal olmak: Bozuk harap işe yaramaz
Üstüunlu: Sade lokum
Kınalı şeker: Akide şekerinin kırmızı beyaz renkli hali
Gubarmak: Kibirlenmek
Uşak: Çocuk
Eke: Yetişkin
Keyveni: Yemek yapmada pişirmede becerikli mahir kadın
Oğrun:Gizliden görünmeden
Eccik:Az
Avusta durmak: Ayakta durmak
Kirtiş: Girinti çıkıntı
Berkitmek: Sağlamlaştırmak
Kirtik: Kullanılmış çok küçük kalmış sabun parçası
Suluk:Kerpiç evlerde odanın bir bölümünde el yüz yıkama banyo yapma yeri, hafif meyilli açık olurdu.
Appakkirtik:Bembeyaz ,en pâk hali
-
“Yeşilyurt’u Çözüm Odaklı Belediyecilikle Ayağa Kaldıracağız”
-
Sadıkoğlu: “E-haciz uygulamaları depremin açtığı yarayı daha da büyütüyor”
-
Mehmet Emin Doğaner Güven Tazeledi
-
Battalgazi’de Badminton Heyecanı
-
MALATYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EĞİTİM MERKEZLERİNDE SINAVA GİREN ÖĞRENCİLER ÖDÜLLÜ DENEME SINAVI İÇİN TER DÖKTÜ
-
Malatya’da eğitimlerini tamamlayan 244 hafız icazetlerini aldı