“KELEBEK”
“KELEBEK”
“Güneşi görmek istiyorsan gölgeden çık”
En güzel çağımızdır lise yılları. Hayal kurmak ve hayallerinin peşinden gitmek her gün yaptığımız iştir. Hatta yaşıtlarımızın çoğu bu yaşlarda sadece hayal dünyasında yaşar, çıkamaz oradan… Kendimizi bu dünyanın merkezinde hisseder ve kendi fikirlerimizin değişmez doğrular olduğunu düşünürüz…
Ailemizle çok tartışırız, onlar bizi kurallara uymaya zorlar, düzenli olmamız için başımızın etini yer, çok çalışmamızı ister. Öğretmenlerimiz sürekli bizi uyarır, doğru davranışlar için bizi zorlar, başarılı olmamızı ister. Bizim için ailemizde, öğretmenlerimizde sıkıcı olan ne varsa istemektedir.
Aslında biz düş dünyamızda uyumaktayızdır. Rahat, huzurlu ve mutluyuzdur orada.. Onlar ise bizi gerçek dünyaya uyandırmak istemektedirler. Uykunun en derinindeyizdir.
Gerçek dünya acımasızdır. Rekabet ve yarış en üst düzeydedir. Gerçek hayat sorumluluk almamızı ister. Bizden hesap sorar. Gerekirse ceza verir. Biz ise düşlerimizde rahat, kimseye hesap vermeden, gerçeklerden uzak uyumaya devam etmek isteriz, zaman hep böyle geçsin isteriz.
Vuslat TV ekranlarında yayınlanan “Kendini Tanımak” programında söylediğimiz gibi; zaman dediğimiz ‘an’ bir kelebeğe benzer. Bu kelebek herkese verilmiştir. Ömrü kısa, acelesi vardır. ‘Zaman’, yani ‘kelebek’ muazzam bir varlıktır. Hassastır, narindir. Avuçlarınıza bırakılan bu kelebek artık sizindir. İstediğiniz gibi kullanabilirsiniz, yetki size bırakılmıştır.
Kimi onu korumak için, onunla vakit geçirmek ve kaybetmemek için avuçlarını kapatır, kelebeği çok sever, onu kaçırmak istemez. Onu korumaya çalıştıkça, düşlerini onunla gerçekleştirmek istedikçe, avuçlarını iyice sıkar, kelebek sıkışır ve ölür. Yanlış yaptığının farkına vardığında, iş işten geçmiştir.
Kimi ise onunla iyi anlaşır, avuçlarını açar, onunla konuşur, birbirlerini anlarlar. İlgiyle izler, azimle çalışır, sabırla onu dinler. Zaman biter, vakit gelir, kelebek uçar; gider… “Uçsun” der ve üzülmez. Olması gereken olmuştur sadece…
Ellerine bakar, kelebek yoktur ancak kelebeğe iyi baktığı ve onu dinlediği için elinde bir şey vardır. Bakar bir kağıt, yazılanı okur:
” ‘DÜN’ benim gibi bir ‘kelebek’ti uçtu ve gitti,
‘YARIN’ bir ‘kelebek’ ama daha avuçlarınıza konmadı,
‘BUGÜN’ ise elinizde…
Kelebeğinize şimdi sahip çıkın!..”
Mücahit ŞAHİNTÜRK
Uzm.Psikolojik Danışman
-
“Güvenli Ellerle Bilinçli Ebeveynlik” Projesi
-
PROF. DR. MEHMET ÖZGER İLE “HAYATA ŞİİRLE BAKMAK” SÖYLEŞİSİ MALATYA’DA GERÇEKLEŞTİ
-
‘İÇLİ KÖFTE’ YEMEK YARIŞMASININ HAZIRLIKLARI TAMAMLANDI, 93 KİŞİ KAYIT YAPTIRDI
-
Kanalboyu’nda Geçici Çarşıya Kalıcı Çözümler
-
Vali Seddar Yavuz İkizce TOKİ’ de İncelemelerde Bulundu
-
Mücbir sebepte son 9 gün