MENÜ
10° Parçalı bulutlu

Köseği

Gündem - 28/01/2024 11:35 A A



Uçurtmalar bırakırdık aynı gökyüzünün altında bulutlara dokunabilmek için ,gamişten çıtası garapoşetten kumaşı olan. Ucurtmamız dahi yokluktandı ama ipi köşgerdi gayımdı, rüzgar yoktu hava sakindi çok güzeldi bunun için koşa koşa rüzgar yapar uçurtmamız 5 mt kalkar sonra düşerdi. Hasretlik bize göre değildi ipimiz gurbetin eline geçti.Bulutlara dokunmayı hayal ederken sıla bize düş hayal oldu. Sakin güzel yaşayıp giderken hayallerimizin ucurtmasına gurbeti koşa koşa rüzgar ettik, biraz yükseldik bulutlara dokunduk zannettik ,bir zaman sonra feleğin sillesini yiyip yere çakıldık.
Şimdi sıla da gurbeti yaşayan kösegi bedenler olduk, içindeyiz ama gurbetin zemherisini yaşıyoruz. Bu ayaz bizi yakıp kavuracak, benlik davası varlık savaşı ruhumuzu kuşatmış. Böyle miydi bizim ellerin töresi ,böyle miydi ecdadın mirası? Gün geçtikçe samimiyetten uzaklaşıp mehrican vuruğu gibi yanıyoruz. Tüm geçmişini ayaz düştü diye bir sobada yakarsan, bir gün üşüyünce mangala köz çekersin. Ne sana ne kendine faydası vardır artık közün; kül olmuştur, deştikce savrulur, gözüne toz gaçar. Kor belki düşmüşse yüreğine eski bir anı bul onuynan yelle… Ecik sona varsa çocukluğunda düştüğün daşlar bir çıngı çakar ve yakar. Alafina gatıp bacadan dumaniynan güpür güpür çeker. Ataşın rengi yoktur derler, neyi yakarsa rengi ondan gelir. Bizim de rengimiz yoktu bir vakit. Her halimizde renklenirdik emme artık tek rengimiz var; köseği gibi olduk. Yanmak demişken köseğide yanmaktan kararır. Gelin aynı külü samimiyet muhabbetle üfleye üfleye yakalım.

Bencil bedenlerin devrinde bir köseği bulsam buda yeter, bedenler ceset ruhlar zaten godeste. Bu mahpusluk bitsin ruhlarımız özgür olsun, geçmişin hikayelerini özleyen değil yaşayan yaşatan olalım. Bu ateşin yanması için alev alması için tek şart içten yanmalı önce kendimizden ailemizden tutuşmalı yoksa duman altı boğar is yapar kokusu yıllarca çıkmaz. Hepimiz ilacın farkındayız aslında olaylara hakimiz sadece suçu benim gibi hep başkalarına atarız hep yargılarız. Başkalarını yargılanmaktan bize hiç sıra gelmez. Oysa ilk davalı biz olmalıyız kendimize ceza vermeden bu ateşi yakamayız.
Uçurtmalar saldığımız aynı gökyüzünün altında mesele uçurtmayı uçurmaktı ,oysa uçurtma arkadaşımızın heyecanı ise hepimizindi.O gün nasıl ki bir uçurtma bizi peşinden sürükleyebiliyorsa bugün de kardeşimiz komşumuz için aynı uçurtmanın etrafında çocuk ruhumuzla heyecan duyabilmeliyiz.

Köseği gibi olmuş hayatın ,seni bir gün aynı külden yakıp yüreğini harlayacağını biliyorken bile bile düştün yollara…
Geride bırakıp giderken yürek yangınını Hasanağa puvarında yahut yastıbelde divitmiye çalıştın gana gana içtin ,içtikçe iyice yandın dutuştun. Bir demli çay istedin yüravi soğutacak çiviyi çivi sökerdi elbet. Ama yangın yürekte dealdi o bir şekilde geçerdi. Yangın geçmişindeydi ve seni her nerde olursan ol yakacak kadar alaflıydı…Bir atım çay ile bir atım sıla hasreti aynıydı, garardıkça gararan ,birinin demini su ile açan birinin demini göz yaşıyla açan bardağı yürek olan…

Gündem - 11:35 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.