Kekik kokan koyaklardan haber var mıdır?

Çılgalardan geçip Sivekli Gediği’nden aşan var mıdır?

Ters yelde ah etmeden nasibine teslim olmuş yiğitler var mıdır?

Kelek sesinde anasına koşan kuzunun heyecanı var mıdır?

On ekip beş alan ama buna da şükür diyen gara yağız ırgatın  gönlündeki zenginlik sizin dilinizde var mıdır?

Alnından akan teri toprağa düşürmekten sakınıp beyaz dülbentine inci gibi dizen, topraktan daha vakur adamlar var mıdır?

Elindeki son ekmegi son katığı harman yerinde “biz daha yeni yedik” deyip sana uzatan var mıdır?

Bir tas özemenin yanında sana gönülden bir afiyet olsun diyen keyvenilerin var mıdır?

Pişirdiği iki kaşık yemeği “kokmuştur” diyerek kendisi yemeden komşusuna ikram edenin var mıdır?

Düğün davetiyesi olarak sabun, bardak, çorap gibi okuntu dağıtan örfünüz var mıdır?

Bayraktarların ilahî narasıyla cümbür cemaat düğüncüleri karşılayan âdâbın var mıdır?

Harman yerinde sabahın seherinde esen yeli bekleyen sabrın var mıdır?

“Bir evde” oyunu oynayacak ve tanıyacak samimiyetin var mıdır?

Söğüt dalından düdük yapsan üfleyecek nefesin var mıdır?

Ey terk ettiği toprakların insanı, toprağına sürecek yüzün var mıdır?

Tohma kadar dingin, Lalek Tepesi kadar engin bir yüreğin var mıdır?

Açsa sana kucağını tekrar o çocukluğun, koşa koşa gidecek elinden tutacak anıların var mıdır?

Tohma’da yusan, çocukluk sonrası hayatını arındıracak tokacın var mıdır?