Malatya’da artılar ve eksiler…

ANALİZ…………………..NURETTİN BAY………………….

Malatya’da artılar ve eksiler…

Ankara-Kayseri güzergâhından gelenler ile Adana-Gaziantep yönünde gelenler Malatya şehir merkezine 20 kilometre kala aynı noktada buluşurlar. Son gelişimde bu noktada bir çalışma gördüm. Uzun zamandan bu tarafa ‘Neden buraya bir köprülü kavşak yapılmaz?’ diye düşünmüşümdür. Nihayet yapıyorlar.
Sonrasındaki yola bir şerit daha eklemek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü şehir aslında bu noktadan başlıyor ve İnönü Üniversitesi geçilinceye kadar devam ediyor. Şehir doğu-batı istikametinde yaklaşık 35 kilometre devam ediyor. Büyük bir şehre girildiğinin farkında olunmalı. Bu, ‘ayrıca bir güvenlik şeridinin de bulunduğu) çevre düzenlemeleri ile güzelleştirilmiş üç şeritli bir yol ile sağlanabilir. Tabi Malatya tabelasının da bu durumda geriye, sözünü ettiğimiz yapımı devam eden kavşağın gerisine çekilmesi gerekiyor. Mevcut tabela şehir içinde kalmış durumda…

Malatya pik saatlerde İstanbul’u aratmayan bir trafiğe sahip. Bu araç sayısının fazlalığından kaynaklanmıyor. Zira Malatya nüfusa düşen araç sayısı bakımında öyle ileri sıralarda bir il değil. Orta sıralarda falan… Sorun; alternatif yolların yapımında meydana gelen gecikme… Çevre yolunun hala bitirilmemiş olması şehir için büyük talihsizlik. Trafik şehir içerisindeki birkaç kavşakta özellikle tıkanıyor. Girişten itibaren Sivas yolu kavşağı, MAŞTİ kavşağı, İnönü Caddesi Kavşağı, Çöşnük Kavşağı… Buralara yapılacak olan köprülü kavşaklarla daha rahat bir akış sağlamak mümkün. Yeri gelmişken mevcut çevre yoluna da değinmek istiyorum. Bir önceki dönemde yapıldı. Gayet de güzel oldu. Şehrin imajına katkı sağladı. Küçük bir sıkıntı var. Direkt geçiş için yapılan orta bölünden yan yollara, yan yollardan da orta bölüme geçişlerde araçların 50-100 metre saklanarak geçiş sağlayacağı gizlenme şeridine ihtiyaç bulunuyor. Mesela Eskimalatya kavşağına girişte bu sorun yaşanıyor. Sanırım bir iki yer daha var, aynı sorunun yaşandığı… Vatandaş da şikayetçi… Aslında bu gizlenme şeridini yapacak bir genişlik de var. Bu noktalarda yeşil alandan küçük bir bölüm alınarak sorun halledilebilir. Sonuçta burası bir yol ve öncelik yeşil dokudan veya estetik görüntüden önce araç ve yaya trafiğinin.
Bu yönü ile Selahattin Başkan’ı tebrik etmek lazım. Gelir gelmez işe yollardan başlamış. Hem kuzeyde hem de güneyde alternatif kuşak yollar yapılıyor. İnşaallah bir an önce biter. Ayrıca şehir içerisinde de bitirilen veya devam eden yollar var. Kalem oynatmanın çok zor olduğu bölgelere dokunarak kentin geleceğine unutulmaz dokunuşlar yapıyor.

‘Bazıları eleştirdi. Tabii ki düz mantıktan. Kilise niye restore edildi?’ diye. Selahattin Başkan çok doğru bir iş yaptı. Eleştirenlere bir örnek vermek istiyorum. Sene 636. İslam ordusu Yermük Savaşıyla Küdüs’ü fethetti. Müslümanlar, bir süre sonra Kudüs’e gelen Halife Hz. Ömer’den Kıyamet Kilisesi’nin (Hıristiyanların Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğine ve yeniden burada diriltileceğine inandıkları yer) camiye çevirmesini istediler. Ancak halife bu teklifi ‘başka inançların mabetlerine saygı duyulması gerekir’ gerekçesi ile reddetti ve bu kilisenin yakınına bir cami inşaa ettirdi. Bu cami Hazreti Ömer Camii olarak adlandırılmaktadır. İnancımızda (Kur’an eksenli) ‘başkalarının inanç ve kutsallarına’ dokunmamak esastır. Zire geçen dönem Konya’da da benzer bir durum yaşandı. Belediye tıpkı Eskimalatya gibi, şehrin eski merkezi konumunda olan Sille semtindeki bir kiliseyi (Aya Elena Kilisesi) restore ederek turizme kazandırdı. Hakkını verelim Konya’da kimse bu durumu eleştirmedi. Taşhoran; bir kilise de olsa bu şehrin bir kültürel değeri. Bir zenginlik olarak şehrin kültür ve turizmine katkı sağlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Selahattin Gürkan’ın Battalgazi Belediye başkanlığından bu tarafa tarih, kültür ve sanata verdiği önemi her daim takdir etmişimdir. Bir şehir; köklerine sahip çıktığı, değerlerini koruduğu, kültürel kodlarına saygı duyduğu kadar güçlüdür. Aslantepe’nin UNESCO tarafından Dünya Mirası kabul edilmesi muhteşem bir vizyon projesidir. Emeği geçenlere teşekkür etmek gerekir.

Sultan I.Mahmud dönemi âlimlerinden, İstanbul’da padişah ve halkın büyük teveccühüne mazhar olmuş Konya’nın Hadim ilçesinde metfun Hazreti Muhammed Hadimi’nin muhteşem bir sözü var. Hazret derki, “Kişi odur ki yapa bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. “
İlçe belediye başkanlarına baktığımızda ciddi bir boşluk görüyoruz. Malatyalılar bir önceki dönemde Selahaddin Gürkan ile Hacı Uğur Polat arasındaki hizmet rekabetini mumla arıyor. Mevcut başkanların ya gelecek ile ilgili bir hedefleri yok, ya da…. Noktalı bölümü tamamlamak size kalsın. Zira bizden ziyade sizin görüş ve düşünceleriniz önemli.

Her ikisinin de ilçelerinin tarihi merkezleri harap vaziyette. İkisinin de yerinde olsan işe ilçelerinin doğduğu semtlerden başlarım. Gidip görenler şikâyet ediyor. Biz de gittik, gördük… Eleştirenlere hak verdik. Hem Eskimalatya hem de Çırmıktı harap halde. Hakkını verelim Yeşilyurt Belediyesi’nin bu yönde bir miktar çabası mevcut. Ayrıca Malatya mutfağı ile ilgili çalışmalarını da doğru buluyorum.

Bana kalırsa bazı başkanlar ‘Gönül Belediyeciliği’ni yanlış anlamışlar. Sohbet ve sosyal medya belediyeciliği şeklinde tefsir etmişler. Maalesef Türkiye geneline şamil bir durum bu… Halkın arasında dolaşıp gönül alma veya sosyal medyada gönülleri okşayan mesajlar yayınlamak işi çözmez. Gönül Belediyeciliğin fiziki, sosyal, kültürel, çevre, e-belediyecilik vb. ile birlikte yapılması şart. Sadece fiziki belediyecilik yetmediği gibi, sadece Gönül Belediyeciliği de yetmez. Kalıcı eserlere, vizyon projelere imza atmak gerekir.