Deprem ve Sonrası

Geçtiğimiz günlerde yayınladığımız bir haberde de gördük bir esnaf iş yerinde intihar etmiş ve yanına bir not bırakmış sürekli deprem olacak korkusu ile yaşamaktan bıktım diye bunalıma girip canına kıymış

Daha önceki yazılarımda da özelikle deprem sonrasına dikkat çekmek istedim ve psiko destek verecek ekiplerin depremin ilk aylarında gibi deprem yaşamış her ferdi ulaşarak destek sağlamaları gerekli bir arkadaş anlatmıştı

Gölcük depremi sonrası aynı apartmanda 15 civarı sağ kalan depremzedelerde de aynı durum olmuş ve yaşamlarına son verip 5 veya 6 kişi kalmış demişti

Doğal afetler, insanların hayatında derin etkiler bırakan olaylardır. Depremler gibi felaketler, fiziksel yıkıma neden olduğu kadar, psikolojik ve duygusal zorlukları da beraberinde getirir. Afet sonrası, birçok insan depresyon, anksiyete ve travma gibi duygusal sorunlarla mücadele etmek zorunda kalır. Bu duygusal zorluklar, bazı durumlarda maalesef intihar riskini artırabilir.

Afetin hemen ardından, insanlar genellikle şok ve dehşet içinde bulunurlar. Yaşanan kayıplar, evsizlik ve güvenlik endişeleri gibi faktörler, insanların ruhsal sağlığını olumsuz etkiler. Deprem sonrası topluluklar, bu zorlu süreçte birbirlerine destek olma ihtiyacı içindedir. Ruh sağlığı uzmanları ve psikologlar, afetzedelerin duygusal iyilik hallerini desteklemek ve tedavi etmek için hızla müdahale etmelidir.

Afetzedelerin duygusal iyilik hallerini desteklemek için psikolojik destek ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra topluluk tabanlı destek grupları da oldukça önemlidir. Bu gruplar, insanlara duygusal destek sağlamak, tecrübeleri paylaşmak ve birlikte güçlenmek amacıyla oluşturulabilir. Ayrıca, afetzedelerin kaynaklara ulaşmasını kolaylaştırmak ve acil psikolojik yardım sunmak da kritik öneme sahiptir.

Afet sonrası toplumların dayanıklılığını artırmak için, afet öncesi ve sonrası psikolojik destek hizmetlerine daha fazla yatırım yapılmalıdır. Eğitim programları, insanlara afetlerle başa çıkma becerileri kazandırarak duygusal dayanıklılığı artırabilir. Ayrıca, afetlerin yarattığı travmanın anlaşılması ve tedavi edilmesi için daha fazla araştırma yapılmalıdır.

Afet sonrası ruh sağlığı hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması, intihar riskini azaltabilir. İnsanların duygusal iyilik hallerini korumak ve iyileştirmek için gereken kaynakların sağlanması, toplumların afetlerin etkileriyle başa çıkma kapasitesini artırabilir. Bu, sağlam bir destek sistemine ve etkili bir psikolojik yardım ağına yatırım yapılmasını gerektirir.

Sonuç olarak, doğal afetler sonrası yaşanan duygusal zorluklar ciddi bir sorundur ve doğru önlemler alınmadığında intihar riskini artırabilir. Toplumlar, afetlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlamalı, duygusal destek hizmetlerini güçlendirmeli ve afetzedelere gerekli yardımı sağlamalıdır. Bu şekilde, afetlerin insanların hayatını olumsuz etkileme potansiyelini en aza indirebiliriz.