GINALI ŞEKER
Tüm geçmişini ayaz düştü diye bir sobada yakarsan, bir gün üşüyünce mangala köz çekersin. Ne sana ne kendine faydası vardır artık közün; kül olmuştur, deştikce savrulur, gözüne toz gaçar. Kor belki düşmüşse yüreğine eski bir anı bul onuynan yelle… Ecik sona varsa çocukluğunda düştüğün daşlar bir Çıngı çakar ve yakar. Alafina gatıp bacadan dumaniynan güpür güpür çeker. Ataşın rengi yoktur derler, neyi yakarsa rengi ondan gelir. Bizim de rengimiz yoktu bir vakit. Her halimizde renklenirdik emme artık tek rengimiz var; köseği gibi olduk.
Musâlla taşına uzatıp halallıh alınacak. Hakkınızı halal ediyor musunuz?
Etmiyorum, vahtıhan gelip beni yohlamadı, iki büklüm anasını babasını korumadı, çocukken düştüğü kucakladığı toprağı ehmal etti. Sevinçle kaçtı benden, gurtuldum diyerek herkese anlattı. Soyha Kuluncak’ta ne var diye şikayet etti. Hepsi iki sohum yiyecekti; bir sohumu zaten RABBİ verecekti, birini de çalışıp bekleyecekti. Olmadı, aldı başını Yastıbel’den aştı.
Uzaklaştıkça hoşlaştı, ekmek kapısı bulunca eyice tavlandı. Köle gibi çalıştı, süslü şehir hayatı aklını başından aldı. Ecik ganı bitlendi köye akıl verdi, geçen ömrüne hayıflandı; ah ah geç kalmışız köyden çıkamamışız. Zaman çabuk geçer, ahın yerini keşkeler alır. İsyan nidası atan dilin bir gün ömrün kilidin açar, muhasebe yapar. Eski defterleri yazar, bozar, siler, hesaba gelmez giden yıllar.
Anamınan babamınan şiyle ederdik, şurdan geçerdik, burdan yerdik; hon pöçüğünden, patostan, zemheri ayındaki bostandan, ordan burdan derken farkedersin hepsi ölmüş ve sen filmini izlemişsin. Tekrarı yok, bu kareyi beğenmedin yeniden çekemezsin. Bir seyircin var bak orda buruk çocukluğun, kırık sana. Çocukları üzer mi insan onları ağlatır mı insan, damlardan atar mı, gayalara çarpar mı?Bıtıraklı hozanda sürükler mi? Elinden gınalı şekerini alır mı? Guzu ile oğlak ile mart ayında bostan görmüş dana ile oynayan çocukluğunu insan diri diri gömer mi?
Hallallıh al haydi köyünden ve çocukluğundan alabilirsen halalı hoş olsun…
Ha unutmadan çocukluğun bir gün belki harhın yosun tutmuş savacağından gelebilir dikkat et, yakalarsan çocukluk sonrası hayatını tohmada tohacınan yıka, külle, kum ile gazı; appa kirtik gibi olmaz ama biraz ağarır yılların seni ağarttığı gibi…
-
“Yeşilyurt’u Çözüm Odaklı Belediyecilikle Ayağa Kaldıracağız”
-
Sadıkoğlu: “E-haciz uygulamaları depremin açtığı yarayı daha da büyütüyor”
-
Mehmet Emin Doğaner Güven Tazeledi
-
Battalgazi’de Badminton Heyecanı
-
MALATYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EĞİTİM MERKEZLERİNDE SINAVA GİREN ÖĞRENCİLER ÖDÜLLÜ DENEME SINAVI İÇİN TER DÖKTÜ
-
Malatya’da eğitimlerini tamamlayan 244 hafız icazetlerini aldı